15 tatil yarıyıl tatilini nasıl değerlendirilmeli?

Sevgili oğlum.

Bir dönem boyunca çok iyi bir yol kat ettin. Okula ilk başladığın günlerde korkularını görebiliyordum, şimdi çok mutlu şekilde okula gidip gelmen beni çok sevindiriyor. Kendine güvenme ve kendini ifade edebilmendeki artışın farkında mısın? Resimlerinde artık ne kadar özgürsün bu benim resmim ben böyle hayal ediyorum resmimi diyip nasıl da kimseyi karıştırtmıyorsun çalışmalarına. Sen istemediğin sürece kimse sana müdahale edemez, bunu hiç unutma! Ve sen istersen çok harika işler yapıyorsun, bunu gerçekten biliyorum.

Sınıfındaki dolabını ne kadar düzenli tutmayı başardığını, artık montunu düz olarak kendin çıkarabildiğini, yemeklerini annen olmadan yardımsız ve dökmeden yiyebildiğini, ayakkabılarını kendin giyip çıkabildiğini biliyorsun, başarabiliyorsun.
Gelişim Raporunda senin güçlü yanlarını ve ailenin sana destek vermesi gereken yerleri belirttim. Esasen daha o kadar çok güzel, güçlü, becerikli, iyi yönlerin var ki bunların ortaya çıkabilmesi için daha fazla özgür bırakılmaya ve doğru şekilde desteklenmeye ihtiyacın var. Umarım bundan sonra sevgili anneciğin ve babacığın bu konuda sana çok daha iyi rehberlik edebileceklerdir.
Sevgili oğlum 15 gün tatil yapacağız, dinleneceğiz. Biliyorsun, televizyon,tablet, bilgisayar, telefon gibi ekran karşısında vakit geçirmen beni çok üzüyor, doğru değil. Bunlardan uzak kalabilmen ve eğlenceli vakit geçirebilmen için sana birkaç tavsiyede bulunayım mı?


* Hadi bu tatilde 3 tane yapboz oyununu tamamla. Kaç parçalık olacağını sizler daha iyi bilirsiniz. Eğer yapboz oynamaya yeni başladıysan, hiç gocunma 8-10 parçalıkla başla. Eğer ara sıra yapıyordum diyorsan 18-24 parçalık, yok şimdiye kadar ben zaten çoook yapboz yaptım, bu işin ustası benim öğretmenim diyorsan 35-60 parçalık yapbozları yap da görelim Bir şey söyleyim mi birkaç yıl önce 3000 parçalık yapboz yapmaya kalktım da 40 günümü aldı,pes etmedim. Ama sonra annem çerçeveletip duvarına astı

* Tabiat Tarihi Müzesine gidebilirsin ailenle. Hatta belki sınıf arkadaşlarından birkaç kişiyle toplanıp ailecek gidebilirsiniz. Merak etme çok yakın, hani Ege Üniversitesinin orası. Ve çok ucuz, hatta size ücretsiz. İçinde neler var biliyor musun? Gelmiş geçmiş zamanların en büyük dinazoru T-Reks ve bir çok fosil, bir çok havyan göreceksin.


* Akşam yemeklerinde mutlaka televizyonu kapatarak yemek yemeniz, yemek yerken biraz sohbet etmeniz sizin için çok eğlenceli olacaktır.


* Evindeki bulgur, pirinç, çay, fasülye gibi şeylerle sayı ve çizgi çalışmalarını yapabilirsin. Geçenler de yapmıştık, çok eğlenceli olduğunu biliyorsun ;)


* Akşam çok geç yatmamak senin beyninin,gözlerinin,bedeninin dinlenmesi ve büyüyebilmen için son derece önemli. Her zaman en iyisinin erken yatıp erken kalkmak olduğunu zaten sen biliyorsun. En geç 10:30 da yatağa. Anlaştık mı?


* Hergün dışarı çıkmayı unutma, hiç olmazsa camı açıp birkaç dakika dışarıdan nefesini al. Ağaçları, kuşları, kedileri izle. Onların minik ayrıntılarına dikkat et. Sonra oturup gördüklerinin resmini yap ve bunları okul açıldığında bana getirmeyi unutma.


* Anneciğinin ya da babacığının sana her gün kitap okuması sana çok şey kazandıracaktır. İyi bir dinleyici olmana, yoğunlaşabilmene, dikkat etmene, dil gelişimine ve daha birçok faydası olduğuna şahit olacaksın. İstersen arkadaşlarınla kitap değiş-tokuşu yapabilirsiniz, ancak kitaplarınıza zarar vermemek kaydıyla!


* Dişlerine iyi bak, her gün fırçalamayı unutma, sabah ve akşam. Biliyorsun, dişlerimiz bizim için çok önemli.


* Deney yapmaktan vazgeçme. Renkleri karıştır yeni renkler bulmayı dene, yiyecekleri karıştırıp yemeyi dene, eline geçen artık malzemeleri başka ne hale dönüştürebileceğini hayal et, dene, keşfet.


* İngilizce kelimelerimiz vardı ya onları ilgili nesnelerin üzerlerine yapıştırıp hep gözünün önünde durmasını sağla. Ailenle birlikte tekrar et. İngilizceyi çok sevdiğini ve öğrenmek için çok heyecanlandığını biliyorum.



 
Sonuna da Seni Cok seviyorum yazarak bu kağıdı göndermeyi düşünüyorum. Sizler ne dusunuyorsunuz?
Tabi kizlara da kızım diye yazılı olanlari dagitacagim
 
Ben bir değerlendirme almak isterdim
[MENTION=797]Eğt.Dnş.Rümeysa Telli[/MENTION] [MENTION=394]Adem Güneş[/MENTION]
 
Son düzenleme:

agm

Member
Fadime Hanım merhaba,

Bu kadar duyarlı bir öğretmeni oldukları için çocuklarınız çok şanslı bunu bize bir kere daha gösterdiniz. Çocuğum bu toplumda tek başına yaşamayacağı için çocuğumu içine sunacağım toplumun iyi oluşundaki katkılarınız için çok teşekkür ederim şahsım adına, Allah bin kere razı olsun.

Yazınız çok iyi gerçekten. Üzerinde çok durup özenli bir çalışma yaptığınız belli.
İzin verirseniz katkı sağlamasını umduğum düşüncelerimi paylaşmak isterim.

Adem Hocamız şunu söyler hep hatırlıyor musunuz, çocuğa oğlum, kızım denmez. Keşke bu mektupları kişişelleştirebilseniz. Sizin gibi idealist bir öğretmen için bu çok zor olmayacaktır gibi geliyor bana ne dersiniz. Sevgili Ayşe, Sevgili Ali gibi.

Bir de ilk paragraf belki çocuğa özel yazılabilir. Sonrası tatilde zamanı nasıl kullanacakları ile ilgili kısım ortak olabilir. Ama ilk paragrafın kişiye özel yazılmasını doğrusu çok önemsiyorum. Örneğin okula başladığındaki korkularından bahsetmişsiniz ya eğer çocukta belirgin bir korku olmadıysa ilk cümle olarak bunun söylenmesi çocuğu incitebilir. Kızımı düşünüyorum seneye anasınıfına gidecek pek öyle korkularla başlayacağını sanmıyorum, heyecan ile başlar doğrusu. Ona böyle bir mektup gelse haksızlığa uğramış gibi hissedebilir gibi geldi.
hatırlıyorum ilkokul 4. sınıfta okul değiştirmiştim. Annemler veli toplantısından geldikten sonra problem çözmede iyi olmadığımı söylemiş öğretmen onu söylediler bana. Hala unutamıyorum onu. öğretmen problem çözmüyordu ki doğru dürüst. Ayrıca ben 3.sınıfta başka sınıflara örnek öğrenci olarak problem çözmek için davet edilen bir öğrenciydim.
Demek istediğimi anlatabildim mi acaba? Bana haksızlık yapıldığını düşünmüştüm, öyle içime kötü bir his gelip oturmuştu şimdi bile görebildiğim.
Bir de birleşik cümleler yerine acaba basit cümleler mi kursanız. Bir iki yerde de o gözüme çarptı. Çocuğa hitaben yazıldığı için rahatça anlaşılır gibi geldi öylesi.
Eğer çocuk dolabını yeteri kadar düzenli tutamıyorsa ama bunda mektup ile övgü alıyorsa bu çocuğu iyi hissettirmeyebilir ve mektubun genelinin etkileyiciliğini azaltır gibi geldi bir de bana. Demek istedim ki çocuğa tesir etmesi ve çocuğun kendini özel ve değerli hissetmesi için ilk kısım kişiye özel düzenlense süper olur.
Bir de son olarak beni üzüyor demeseniz mi keşke. Hocamız diyor ya ben dili yerine eylem dili kullanalım diye. Orada belki zararı üzerinde durulup yanlışlığına dikkat çekilebilir gibi geldi.


Düşünceniz ve verdiğiniz emekler için çok çok teşekkür ederim.
Naçizane fikirlerimi okuduğunuz için teşekkür ederim.
Sevgiler
 
Son düzenleme:
Kişiselleştirmek biraz zaman alacak ama yapacağım bunu söz veriyorum. bu akşam buna vakit ayırıp bir örneğini de burada paylaşırım inşallah.
Okula başlarken korkulu yüz gerçekten çok görüyoruz, nedenini biraz şöyle değerlendiriyorum da. Annelerin %99u "bak öğretmenin sana kızar, öğretmenin ceza verir uslu dur,yaramazlık yapma kulağını çeker" diyor. inanın bunu diyorlar, ilk günlerde anneleri sınıfa alıyoruz ya orada öyle çok duyuyoruz ki bu sözleri. Bir çocuğum vardı, ilk gün o çocuğumda öyle bir hareketlilik öyle bir merak vardı ki, bu çocuğun annesi "bak öğretmenin kızacak,otursana yerine,ya baksana herkes nasıl yerinde oturuyo çök şuraya" gibi laflar etti durdu. gittim annesine müdahale etme dercesine bir işaret edip elinden tutup "neyi merak ettin gel oraya gidelim" dedim. çocuğu orda biraz tutup ailelere döndüm. Zaten konuşma yapıyordum o ara. Dedim "sevgili anneler lütfen çocuklarınıza bu tür, öğretmenden korkutacak,öğretmeni sevdirmeyecek sözler söylemeyin. çok normal onların bu yeni ve şatafatlı mekanı merak etmeleri,onların heyecanına ortak olalım.Ben kimseyi dövmem de ceza vermem de.Çocuklarda kaygı uyandırmanın anlamı yok" gibi bir çok şey söyledim. Aile görüşmeleriyle sanıyorum biraz daha aştık bu konuları. ama dediğim gibi çok korkutucu ve önyargılı başlatıyorlar o masum çocukları.Korkuyla eğitim olacağını sanıyorlar.
Ama korkmayanlar da vardı sanıyorum, dediğiniz gibi.
Dolaplarını düzenli tutma işinde bu sene bu sınıfım gerçekten harika bir başarı sağladılar. Gelişim raporlarında hepsine de tek tek belittim.Afferin onlara :)
birleşik cümle kurmak konusunda kendimi hep yanlış buluyorum,bir düzeltemedim bu huyumu :( uğraşacağım yeniden ama.

çok güzel değerlendirmelerde bulunmuşsunuz sevgili [MENTION=826]agm[/MENTION], yine ve tekrar teşekkür ederim alakanıza.
Övgülerinize layık olmak, Allahın bana verdiği bu öğretmenlik mesleğini yine Allah hakkıyla yapmak için uğraşıyorum. sevgilerle
 
Sevgili [MENTION=1795]Fadime Yazıcı[/MENTION] Hocam :)

Yazdıklarınızı okuduğumdan beri içim içimi yiyor bir şeyler yazabilmek için. Ancak fırsat bulabildim.

İlk okuduğumda ve günümüz şartlarında etrafımızdaki örneklere şöyle bir bakınca, değerlendirmeniz bir "meydan okuma" gibi geldi. Çocuğa büyüklük taslayan öğretmen tutumuna bir meydan okuma... Yüreğinize sağlık...

Baktım ki değerli [MENTION=826]agm[/MENTION] de bazı notlar düşmüş buraya... Ve tam da düşündüklerimi yazmış. İyi ki paylaşmış düşüncelerini :)

Sevgili Hocam, sanırım bu değerlendirme okulöncesi öğrenciler için. Yani okumayı bilmiyorlar. Yani anneleri okuyacak yazdıklarınızı çocuklara. Ben de sanki annesine bunları okutturan bir çocuk gibi hayal ettim. Aslında muhatabınız kimi yerlerde çocuk, kimi yerlerde de anne-babası imiş gibi geldi okurken. Belki bu ikisini ayırmak daha netleştirebilir mi bilmiyorum... "Sevgili ... " diye başlayan çocuğa hitap, "Sevgili ... nın anne ve babası" diye başlayan ebeveynlere hitap olabilir mi bilmiyorum.

Okulda çalıştığım zamanlarda biz de öğretmenlerin dönem sonu raporları hazırlamalarını istemiştik. Bunlara bir de mektup ekledik. Bu mektupta "veli ödevi" olabilecek notlar yer alıyordu. Sizin vesilenizle ben de bu mektubu paylaşayım. Belki bir fikir verir.

Değerli Velimiz,
Her gün, kendi günlük yaşamınız içine çocuğunuzu dâhil ettiğiniz bir etkinlik yaparak bunları tatil günlüğü şeklinde bizimle paylaşır mısınız? Öğrencilerimizin okul defterine notlarınızı yazabilirsiniz.
Tatil döneminde yapılabilecek bazı etkinlikleri aşağıya not aldık. Size de fikir verebilir J
· Sürpriz torba: En az iki kişi ile yapılır. İçi görünmeyen bez bir torbaya minik materyaller (Çay kaşığı, mandal, düğme…vs) konulur. Bir kişi elleri torbanın içindeyken, diğer kişinin adını söylediği materyali bulup çıkartmaya çalışır. Yani parmakları ile görmeye çalışır. Bu çalışma, daha küçük farkları ayırt edecek kadar ilerletilebilir. Örneğin yeşil mercimek, kırmızı mercimek, nohut ve kuru fasulye taneleri ile de çalışılabilir.
· Bakliyat ayıklama: Pirinç, mercimek, bulgur…vs gibi ayıklanması gereken malzemeler, geniş bir tepsiye dökülür, ayıklanması gereken parçacıklar, işaret parmağı ile tepside sürüklenerek kenarından alınır, dışarıdaki bir kasede biriktirilir.
· Nohut ve kürdan ile yapılar: Yaklaşık 6 saat kadar ıslatılmış bir miktar nohut, kürdanlar ile birbirine bağlanır. Nohutlar, kürdanları birleştiren noktada olacak şekilde yatay zemin üzerinde şekiller yapılabileceği gibi, yukarıya doğru yükselen kuleler de yapılabilir.
· Kuruyemiş tadını tanıma: Ayıklanmış farklı kuruyemişler farklı kâselere konulur. Kuruyemişlerin adları tek tek söylenir, çocuğun hepsinin adını bildiğinden emin olunur. Sonra, uyku bandı veya bir atkı ile gözler bağlanır ve çocuğa bir tane kuruyemiş verilir. Ağzındaki kuruyemişin hangisi olduğunu çocuk hissetmeye ve adını söylemeye çalışır. Daha sonrasında yetişkin gözlerini kapatır ve aynı çalışma yapılır.
· Pizza, kurabiye, poğaça yapımı: Doğranması gereken malzemeler (kuru kayısı, salam, sucuk…vs) meyve bıçağı ile doğrama tahtası üzerinde çocuk tarafından doğranır. Ayıklanması gerekenler (fındık, fıstık, ceviz, badem…vs) çocuk tarafından önceden ayıklanır. Kullanılacak malzemeler bir araya getirilir. Ölçü kabı da çocuğa teslim edilerek, gereken ölçüde malzemeyi kaba koyması beklenir. Çocuk yoğurduktan sonra birlikte şekil verilir.
· Sofra hazırlığı: Bir öğüne oturma saati belirlenir. Bu saati çocuk takip eder. Yemek saatinden önce sofrayı hazırlar. Herkesin oturacağı yer sabitlenir. Sofrada tabak, çatal, kaşık, bardak, peçete, tuzluk…vs nin yeri belirlenir. Buna göre sofra yemek saatinden önce estetik bir şekilde hazırlanmış olur. Sofraya konulacakların olduğu yere çocuğun ulaşmasını kolaylaştırmak ya da çocuğun rahatlıkla ulaşabileceği yerlerde bunları bulundurmak, çocuğu motive eder.
· Temizlik: Tozu alınması gereken sehpa, konsol, cam…vs yerler için, içinde temiz su bulunan bir sprey şişesi ile kuru bir bez çocuğa verilir. Sprey ile suyu sıkıp, sonrasında da silerek temizlik yapılmış olur. Geniş yapraklı çiçeklere de aynı şekilde bakım yapılabilir.
· Köpükleme: Bulaşık mutfak eşyaları, köpüklü sünger ile çocuk tarafından yıkanır. Artık köpükleme ihtiyacı sona erdiğinde çocuk veya yetişkin tarafından durulanır. Aynı şekilde küvet ve lavabo temizliği de bir fırçanın köpüklenmesi ile yapılabilir.
· Albüm inceleme: Sizin, aile büyüklerinizin veya aile fertlerinin geçmişine dair fotoğrafların bulunduğu albümler üzerinde sohbet edebilirsiniz. Sizin ve etrafındaki başka büyüklerin de “bir zamanlar çocuk” olduğunuzu, çocukluk döneminizde yaşadıklarınızı, hissettiklerinizi paylaşabilirsiniz.
· Doğa gezisi: Çocuğunuzla birlikte, yanınıza bir de büyüteç ve dürbün alarak doğal ortamlarda yürüyüşe çıkabilirsiniz. Bu ortamlardan kozalak, kuru yaprak, çiçek, kurumuş dallar, taş…vs toplayabilir, bunları büyüteçle inceleyebilirsiniz. Karınca yuvalarını, arı kovanlarını, kuş yuvalarını keşfedebilirsiniz.
Bu etkinlikler yapılırken dikkat edilmesi gereken bir nokta, çocuğun asla hızlandırılmaması gerektiğidir. Çocuk kendi hızında, yaptığı etkinliği istediği kadar tekrar edebilmelidir. Amacımız işi yapıp bitirmek değil, çocuğun bu süreci doyasıya yaşamasına ve hissetmesine izin vermektir.
Bu etkinlikler ile çocuk anlamlı bir şeyle ilgileniyor olmaktan dolayı kendi değerini hissettiği ve kişiliği güçlendiği gibi, aynı zamanda bunlarla ilgilenirken ince motor ve kas sisteminin gelişimi de sağlanmış olacağından okula hazırlık süreci desteklenmiş olur.

İyi tatiller dileriz J
 

agm

Member
Kişiselleştirmek biraz zaman alacak ama yapacağım bunu söz veriyorum. bu akşam buna vakit ayırıp bir örneğini de burada paylaşırım inşallah.
Okula başlarken korkulu yüz gerçekten çok görüyoruz, nedenini biraz şöyle değerlendiriyorum da. Annelerin %99u "bak öğretmenin sana kızar, öğretmenin ceza verir uslu dur,yaramazlık yapma kulağını çeker" diyor. inanın bunu diyorlar, ilk günlerde anneleri sınıfa alıyoruz ya orada öyle çok duyuyoruz ki bu sözleri. Bir çocuğum vardı, ilk gün o çocuğumda öyle bir hareketlilik öyle bir merak vardı ki, bu çocuğun annesi "bak öğretmenin kızacak,otursana yerine,ya baksana herkes nasıl yerinde oturuyo çök şuraya" gibi laflar etti durdu. gittim annesine müdahale etme dercesine bir işaret edip elinden tutup "neyi merak ettin gel oraya gidelim" dedim. çocuğu orda biraz tutup ailelere döndüm. Zaten konuşma yapıyordum o ara. Dedim "sevgili anneler lütfen çocuklarınıza bu tür, öğretmenden korkutacak,öğretmeni sevdirmeyecek sözler söylemeyin. çok normal onların bu yeni ve şatafatlı mekanı merak etmeleri,onların heyecanına ortak olalım.Ben kimseyi dövmem de ceza vermem de.Çocuklarda kaygı uyandırmanın anlamı yok" gibi bir çok şey söyledim. Aile görüşmeleriyle sanıyorum biraz daha aştık bu konuları. ama dediğim gibi çok korkutucu ve önyargılı başlatıyorlar o masum çocukları.Korkuyla eğitim olacağını sanıyorlar.
Ama korkmayanlar da vardı sanıyorum, dediğiniz gibi.
Dolaplarını düzenli tutma işinde bu sene bu sınıfım gerçekten harika bir başarı sağladılar. Gelişim raporlarında hepsine de tek tek belittim.Afferin onlara :)
birleşik cümle kurmak konusunda kendimi hep yanlış buluyorum,bir düzeltemedim bu huyumu :( uğraşacağım yeniden ama.

çok güzel değerlendirmelerde bulunmuşsunuz sevgili [MENTION=826]agm[/MENTION], yine ve tekrar teşekkür ederim alakanıza.
Övgülerinize layık olmak, Allahın bana verdiği bu öğretmenlik mesleğini yine Allah hakkıyla yapmak için uğraşıyorum. sevgilerle

Ah şu iyi niyetli ama farkındalığı olmayan anneler, hastanede doktor geliyor diye okulda öğretmen kızıyor diye korkuturlar çocukları, sonra da elleriyle kucaklarına teslim ederler...

Bu nasıl anlaşılmaz bir ironi böyle...

Allah hepsine farkındalık ve sizin gibi öğretmenler nasip etsin inşallah...
Yazdıklarıma övgüleriniz için de çok teşekkür ederim. Sizin nezdinizde değer taşımaları mutluluk verici...

Sevgi ve saygılarımla
 
[MENTION=797]Eğt.Dnş.Rümeysa Telli[/MENTION] teşekkür ederim yorumunuz için. Bu yazdiklariniz çok güzel.
Benim yaptığım uygulama ise şöyleydi.Hani ödev vermek bizde olmadığı için ancak ailelerde de bir bilinç oluşturmak farkındalik kazandırmak ve çocuklarda gelişim sağlamak için her hafta sonu bu yazdıklarıniz gibi bir tane veriyorum.
Altına nasıl uygulanacağını ve ne gibi faydaları olacağını cici bir açıklama yapmak kaydiyla:
Sofrada kendine ait olan yeri toplayabiliyorun
Kendi giysilerinin düğmelerini ilikleyebiliyorum
Haftalık ev işlerinden iki tane ustelenebiliyoum
Beslenmemdeki kalem böreğinde benim de katkım var
Eğlenceli sayı çalışmaları nasıl yapılır
Masal üretme oyunu
Oobleck yapıyoruz
Hafıza oyunu hazırlıyoruz
Balık tutma oyunu hazırlıyoruz
Şekillere dikkat oyunu
Aç kurbağayi doyuralim.
Beslenme listedeki salatalık ve kekimi ben dilimliyorum.
Gölgelerden bak neler yapıyorum
Oyun hamurumuzu biz hazırlıyoruz..
Gibi oyun ve faaliyetlerden oluşan,genellikle ozbakim becerileri ve hayal gücü geliştirmeye yönelik, aileyi dahil edip kaliteli vakit geçirmeyi amaçlayan aktiviteler.
Aileleri eğitmek de asıl görevlerini arasında tabi.
Teşekkür ederim verdiğiniz cevap için. YazımYazım yanlışlarına akşam tekrar bakıp düzelteceğim inşallah.sağolun
 
Son düzenleme:
Üst