Ceza Değil Mahrum Bırakma!

Elvann

New member
Tamam ceza vermiyoruz anladık orasını. Peki mahrum bırakma! Buna da mi hayır? Sevdiği bir şeyi elinden alma? Bu da mi yok. Ya da oyundan çekip yerine oturtma. Ödev yapmayınca onunla oyun oynamama? Habire derste konuşan öğrenciye verdigim gorevi elinden almak. Bu da mi olmaz? Tüm uyarılara rağmen Kapiyi masayi duvari karalayan çizen cocuga bir sure o boyalari vermemek de mi olmuyor? Sürekli arkadaşlarına vuran tüküren öğrenciye kurallarimiz var çocuk, vuramazsin, tukuremezsin, otur sen sıranda resim yap demek de mi yannllissss? Montumu giymeyecem diye tutturunca çıkmıyoruz tamam dışarı demek de mi gol değil?
Hiç mi yaptırım yok bu Anadolu Pedagojisinde kardeşim! Acaba Adem Beyin çocukları var mi merak ettim. Ya da öğretmenlik yaptı mi!

Adem Gu?nes? .jpg



Yeşil Uzaylı Dansı Ne Anlam İfade Ediyor? Bu konuya baktınız mı?

Yeşil uzaylı video akımı gerçekte ne anlam ifade ediyor? Türkçe anlamı

 
Son düzenleme:

Hikmet

New member
Tamam ceza vermiyoruz anladık orasını. Peki mahrum bırakma! Buna da mi hayır? Sevdiği bir şeyi elinden alma? Bu da mi yok. Ya da oyundan çekip yerine oturtma. Ödev yapmayınca onunla oyun oynamama? Habire derste konuşan öğrenciye verdigim gorevi elinden almak. Bu da mi olmaz? Tüm uyarılara rağmen Kapiyi masayi duvari karalayan çizen cocuga bir sure o boyalari vermemek de mi olmuyor? Sürekli arkadaşlarına vuran tüküren öğrenciye kiralarını var çocuk, vuramazsin, tukuremezsin, otur sen sıranda resim yap demek de mi yannllissss? Montumu giymeyecem diye tutturunca çıkmıyoruz tamam dışarı demek de mi gol değil?
Hiç mi yaptırım yok bu Anadolu Pedagojisinde kardeşim! Acaba Adem Beyin çocukları var mi merak ettim. Ya da öğretmenlik yaptı mi!

Adem hocanın 4 tane oğlu var ve akademisyen küçükler e diil ama büyüklere öğretmenlik yaptı yani
 

elif0210

New member
Tamam ceza vermiyoruz anladık orasını. Peki mahrum bırakma! Buna da mi hayır? Sevdiği bir şeyi elinden alma? Bu da mi yok. Ya da oyundan çekip yerine oturtma. Ödev yapmayınca onunla oyun oynamama? Habire derste konuşan öğrenciye verdigim gorevi elinden almak. Bu da mi olmaz? Tüm uyarılara rağmen Kapiyi masayi duvari karalayan çizen cocuga bir sure o boyalari vermemek de mi olmuyor? Sürekli arkadaşlarına vuran tüküren öğrenciye kurallarimiz var çocuk, vuramazsin, tukuremezsin, otur sen sıranda resim yap demek de mi yannllissss? Montumu giymeyecem diye tutturunca çıkmıyoruz tamam dışarı demek de mi gol değil?
Hiç mi yaptırım yok bu Anadolu Pedagojisinde kardeşim! Acaba Adem Beyin çocukları var mi merak ettim. Ya da öğretmenlik yaptı mi!
Aynı benlmde aklımdan geçenler :)yorumları bende merakla bekliyorum
 
Çocuğa rehberlik etmek yaptırımlarla kuralları öğretmek değildir ki? İcsellestiremedikten sonra her seferinde yeni bir yaptırım gerekmez mı? Çocuğun iç kontrolünü yakalabilmesini sağlamak evet zor ama ömür boyu kullanabileceği bir kazanım. Sevgili hocam, mahrum bırakma kısmı biraz büyük yaş gruplarında geçerli. Siz hangi yaş grubu ile ilgileniyorsunuz
 

savaşçı

New member
Çocuğu mahrum bırakmak da bir cezadır.
1.Arkadaşına tüküren, duvarları boyayan, derste konuşan çocuklara ceza verildi veya mahrum bırakıldı, ne olacak?

a. Çocuk kendini değersiz hissedecek, arkadaşlarının yanında incitildiği için utanma duygusu zarar görecek, hırçınlaşacak, öğretmene içinde tepki olmasına rağmen mecburi bir itaat gösterecek, ikiyüzlü davranışı öğrenecek içinden sayacak yüzüne gülecek, karşında örnek alabileceği saygın bir tavır göremeyecek, kişiliği davranışlarına bağlanacak...
Peki bi daha aynı davranışları sergileyecek mi?
* büyük ihtimal yapacak ve verdiğimiz zararla kalmış olacağız.
* diyelim yapmadı, çocuğa verdiğimiz yukarıdaki zararların yanında duvarları boyamamasını kar gibi göreceğiz.

b. Peki başka nasıl yaklaşabiliriz...
"hey kırmızı kazaklı demeyeceğiz, çocuğun ismini öğreneceğiz...
Parmak kaldırınca "Evet Adem senin fikrini de merak ediyorum" diyeceğiz...
Sabah karşılaşırsak koridorda "Günaydın Nalan nasılsın" diyeceğiz...
Üzgün görünce "Biraz konuşabilir miyiz, canın bir şeye mi sıkıldı Fadime" diyeceğiz...
"Benim yardıma ihtiyacım var, sen yardım eder misin Sedacım diyeceğiz"...
Yolda karşılaşırsak eşimizle tanıştıracağız "İsmail benim çok sevdiğim bir öğrencim, İsmail seni eşimle tanıştırayım" diyeceğiz...
Sorduğumuz soruya en saçma cevabı bile verse "hım öyle mi düşünüyorsun Elif anladım, bir de şu açıdan bakabilir misin" diyeceğiz...
Küçükse büyüklük taslamayacağız, göz hizasına inip "Nasıl yapsak acaba Ardacım" diye konuşacağız.
Ceza vererek aşağılamayacağız, ödül vererek edilgenleştirmeyeceğiz...
Büyükse "hayta" demeyeceğiz, karşımıza alıp bir çay ısmarlayıp sohbet edeceğiz, dertleşeceğiz, o da anlatacak biz de gençliğimizi anlatacağız...

Değer vereceğiz, insan olduğu için zaten hakkı olan değeri vereceğiz...
Ne olacak böyle yapınca? "İnsanı sevme terapisi yapmış olacağız kendimize"...
Ve en önemlisi "Bağ" kuracağız çocukla... Peki bir daha aynı davranışı yapacak mı?
*Bağlandığı ve sevdiği öğretmen çocuğa tesir edeceği için çocuk öğretmenin sözünü dinleyecek...
*diyelim yine yaptı, varsın yapsın, bir yetişkin olarak karşısında sözün tesirini sağlayamayıp acizlikten ceza vermek yerine, karşısında "saygın bir öğretmen" görecek, belki de büyüdüğünde bizi öyle anmasını, hatırlamasını, örnek almasını sağlamış olacağız...
 

hafsa5

New member
Mina gul hanim cok guzel yazmissiniz . Kendi cocuklarimizada devamli ismiyle mi hitap etsek daha dogru olur.

 
Değerli [MENTION=5487]eff[/MENTION]

Çok güzel ve ince bir konuya değinmişsiniz. Ne kadar güzel bunları tartışabiliyor olmamız :)

Bir hatırasını anlatmıştı Adem Hoca. Çocukları bir yanlış davranış yapmış. Bunun üzerine o gün Adem Hoca evden çıkıp giderken, her zaman yaptığı bir şeyde bir değişiklik yapmış. Her gün evden çıktığında, çocuklar camda babalarını beklermiş. O da apartmandan çıktığı sırada başını evin camına doğru çevirip, onlara selam verip el sallarmış. O gün, gene apartmandan çıkmış, başını çevirmiş, onlara bakmış... Ama el sallamadan başını geri çevirip yoluna devam etmiş.

Şimdi burada "pedagojik tik" diye tarif edilen bir tutum var ya, işte tam da o var sanırım. Yani çocuğa yaşamın sınırlarını gösterirken, zaman zaman ısrarla çizgiye vurgu yapmak gerekiyor. Çizginin diğer tarafına geçtiğinde, oranın "diğer taraf" olduğunu ısrarla fark ettirmemiz gerekiyor. Bunu bilmek çocuğun hakkı çünkü.

Ancak biliyor musunuz, aslında mesele bizim hangi davranışta bulunduğumuz falan bile değilmiş gibi geliyor. Çocuk yanlış yaptığı sırada, ona rehberlik eden yetişkin hangi ruh haline bürünüyor, işte bu ruh hali belirliyor ceza olup olmadığını... Ya da pedagojik tik olup olmadığını...

Mesela çocuk bir yanlışta ısrarla devam ettiği zaman, yanlış yapıyor olması o yetişkinin tahammülünü zorluyor, içinde daralmaya neden oluyorsa, bu yetişkinin davranışı her ne olursa olsun şiddet içerecektir ve çocuk ruhuna zarar verecektir muhtemelen. Dolayısıyla ceza olacaktır. Örneğin "Ama daha önce de konuşmuştuk, bunu böyle yapmayacaktık" diye bir cümle kurdu yetişkin. Bu cümleyi, hem çocuk ruhunu yaralayabilecek, hem de hiç yaralamayacak şekilde söyleyebiliriz değil mi? Burada ses kaydı olsaydı şimdi ikisini de söyleyerek kaydederdim buraya :)

Ya da mesela çocuk camdan aşağıya doğru sarkıyor olduğu bir halde yakasından tutup içeri doğru çektiğimiz bir durumu düşünelim. Davranış olarak bakacak olsak, şiddetle çocuğun yakasından tutup çekme fiili var burada. Ama yetişkinin ruh hali koruyucu şefkat duygusu ile bunu yapıyorsa, hiç de çocuğun kalbini yaralamaz, değil mi?

Yani çocuğun ruhunda acı uyandıran şey, çoğunlukla kullandığımız kelimeleri, yaptığımız fiilleri aşıyor değerli [MENTION=5487]eff[/MENTION] . Bunun ötesinde, yetişkinin içindeki ruh hali yansıyor davranışlarımızdan. Tahammülsüzlüğümüz, daralmışlığımız yansıyor. Bunlar acıtıyor çocuğu... En pamuk gibi kelimeleri kullanmış olsak bile...

Tabi bunlarla birlikte davranışları ve iletişim şeklini hiçe sayıyor değilim. Bunlar bir araç. Dingin ruh halinizi çocuğa aktarmak için bir araç... Ancak içimizde dinginlik olmadığı sürece, araçlardan fayda gelmiyor demek istedim.

Aslında bu konu ile ilgili ilginç bir tecrübem oldu. İnşallah onu da ayrı bir cevap mesajı olarak yazayım, burayı daha fazla uzatmayayım. İsterseniz bu paylaştıklarım içinden aklınıza yatmayanları da siz paylaşın ki, içimizde netleştirmiş olalım mesajınız vesilesi ile :)

Tamam ceza vermiyoruz anladık orasını. Peki mahrum bırakma! Buna da mi hayır? Sevdiği bir şeyi elinden alma? Bu da mi yok. Ya da oyundan çekip yerine oturtma. Ödev yapmayınca onunla oyun oynamama? Habire derste konuşan öğrenciye verdigim gorevi elinden almak. Bu da mi olmaz? Tüm uyarılara rağmen Kapiyi masayi duvari karalayan çizen cocuga bir sure o boyalari vermemek de mi olmuyor? Sürekli arkadaşlarına vuran tüküren öğrenciye kurallarimiz var çocuk, vuramazsin, tukuremezsin, otur sen sıranda resim yap demek de mi yannllissss? Montumu giymeyecem diye tutturunca çıkmıyoruz tamam dışarı demek de mi gol değil?
Hiç mi yaptırım yok bu Anadolu Pedagojisinde kardeşim! Acaba Adem Beyin çocukları var mi merak ettim. Ya da öğretmenlik yaptı mi!
 

Sabah

New member
Hocam onbes tatil olmasa ogrencileri bugun hocami cok yormus, diye dusunurdum :)

Mahrum birakma da ceza degil mi yahu? Hatta cezanin en agiri olmaya aday bence. Cocugu sevdigi birseyden alikoymakla sevmedigi birseye mecbur birakmak arasinda pek bir fark yok aslinda.

- Montumu giymeyecegim.
- O zaman disari cikmiyoruz.

Cok vahim bir tablo. Bag yok, tesir yok. Iki tokat atip, giyeceksin demekle arasinda hicbir fark yokki. Halbuki, istersen gel pencereden bir bakalim havaya, kolumuzu uzatalim bakalim monta ihtiyac var mi, deseniz. Ya da peki kuzum ben montunu alayim usudugunu hissedersen giyersin, deseniz. Bu saygiyi, hosgoruyu yetiskinler arasinda bile nasil mumla ariyorum bazen.. Korkmayin hasta olmaz. Bunu bir iki defa yapar en fazla ve daha sonra mont teklif ettiginizde havanin soguk oldugunu anlar. Tabii bunu sadece bir tek davranista kullanarak elde edeceginiz sey kocaman bir hic olur. Her durumda onun dogal deneyim hakkina saygiyla yaklasmamiz lazim, bu onun en temel hakki. Bir varlik olarak saygi gormek onun hakki.
 

Elvann

New member
Yani elbetteki bu kadar sert değiliz. Hızlı çekimde yazi verdik ışte.
Iyi güzel cevaplar da gelmiş işin doğrusu takdir ettim.
Lakin hâlâ netleşmedi bazı şeyler kafada. Şimdi çocuğa kalem verdik. Ona anlattık. Çocuk tamam dedi. Bir baktin koltuk kanepe kapı batmış. Anlattın uyardın. Bir baktin yine yapmış. Yine anlattın yine uyardın. Yani elinden almayacakmisin karalayıp duracak mi tüm evi?
Sınıfta çocuk arkadaşlarına vuruyor. Anlatıyorsun uyarıyorsun yine vuruyor. Yine anlatıyorsun yine vuruyor. Şimdi çocuk daha yeni senle olmaya başladı. Anneyle yıllardır yaşıyor. Kimbilir Nasıl yetiştirildi ne cezalar aldi. Senin tatli diline, o, ancak bi bakayim sinirlari ne kadar bu ogretmenin gözüyle bakiyor.Nasıl bu çocuğu iki cümleyle etkilersin? Sen etkilesiye kadar bu çocuk önüne geleni kırıp geçirecek mi? Ya o çocuklar ne olacak, dövülenler? Peki ya veli ayaklanmaları ne olacak! Bir tedbir bir önlem alınmayacak mi? Alınsa şimdi siz buna da ceza ya da mahrum bırakma diye bakar bize ters dersiniz öyle değil mi?
 
Son düzenleme:

Sabah

New member
Yani elbetteki bu kadar sert değiliz. Hızlı çekimde yazi verdik ışte.
Iyi güzel cevaplar da gelmiş işin doğrusu takdir ettim.
Lakin hâlâ netleşmedi bazı şeyler kafada. Şimdi çocuğa kalem verdik. Ona anlattık. Çocuk tamam dedi. Bir baktin koltuk kanepe kapı batmış. Anlattın uyardın. Bir baktin yine yapmış. Yine anlattın yine uyardın. Yani elinden almayacakmisin karalayıp duracak mi tüm evi?
Sınıfta çocuk arkadaşlarına vuruyor. Anlatıyorsun uyarıyorsun yine vuruyor. Yine anlatıyorsun yine vuruyor. Şimdi çocuk daha yeni senle olmaya başladı. Anneyle yıllardır yaşıyor. Kimbilir Nasıl yetiştirildi ne cezalar aldi. Senin tatli diline, o, ancak bi bakayim sinirlari ne kadar bu ogretmenin gözüyle bakiyor.Nasıl bu çocuğu iki cümleyle etkilersin? Sen etkilesiye kadar bu çocuk önüne geleni kırıp geçirecek mi? Ya o çocuklar ne olacak, dövülenler? Peki ya veli ayaklanmaları ne olacak! Bir tedbir bir önlem alınmayacak mi? Alınsa şimdi siz buna ceza ya da mahrum bırakma bakar bize ters dersiniz öyle değil mi?

Hocam evet bize ters, carsi mahrum birakmaya da karsi :)
Cocuga kalemi anlattiniz verdiniz ki bu asamadaki bir cocuk 4 yasindan kucuktur, cam cerceve giristi cocuk. Baginiz yoksa tesiriniz yoktur. Uyarmak diyorsunuz ya cocuk bunu anlamazki. Duvari boyadi. Duvar boyanmaz. Koltugu yazdi, ayyy gitti caanim koltuklar.. Belki de salon koltuklarini boyamistir ve annesinin misafirin oturmasina bile kiyamadigi koltuklardir :) Cocuk icin koltugun bir anlami yokki. Oturuluyor ustune resim neden cizilmesinki? Anlami olmayan birsey icin siz kendi dunyaniza gore "cok mantikli" aciklamalar yapiyorsunuz. Cocugun bunu anlamasini ve uyum saglamasini beklemek aslinda oldukca patolojik degil mi? Bunun yerine bag kursaniz, tesiriniz olsa ve engellemek ve mantikli gerekcelerle uyarmak yerine annecim koltugu boyamiyoruz deyip alternatif gosterseniz belki de bir defada etki edeceksiniz..

Okulda siddetle buyumus cocuklarin siddetini ceza ile onleyemezsinizki.. Iki sozle degil bir icten bakisla bag kurabilirsiniz. Kendimde siddetin alasi ile buyumus bir cocuk olarak soyluyorumki siddetle buyuyen cocuklar bag kurmaya cok daha acik oluyor. Denerseniz cok kolay olacagina eminim. Ali arkadasini tekmelediginde yanlarina gidin, Ali'nin hizasina egilin gozunun icine sicacik bakin, elleriniz yere paralel olsun avuc avuca durun Ali baskalarina vurmak yanlis bir davranis, deyin. Ali ile baska zamanlarda da bag kurmaya calisin. Empatik drama oyunlari oynayin. Dogaya yonelip ogrencilerinizde vicdan ve duyarlilik hislerini uyandirmaya calisin.

Ceza, mahrum birakma, bedel odetme kolay ebeveynlik kolay ogretmenlik. Zor ama etik olan cocuklarin ruhlarina dokunabilmek. Dilleri kendilerini savunacak kadar gelismemis, ruhlari henuz neyin ne oldugunu bilmek icin uyanmamis diye onlari bu sekilde ezme hakkini nasil bulalim kendimizde? Felc gecirmis bir yetiskin dusunun hareket edemese, konusamasa da ustelik ona bakimverirken onu ezme asagilama sindirme hakkini gorebilir misiniz kendinizde?

Cocuk cok daha titiz tutumlari bekler zira o bu dunyayi tanimiyor, bakimverene degil rehbere ihtiyac duyuyor aslinda.
 
Son düzenleme:
Yani elbetteki bu kadar sert değiliz. Hızlı çekimde yazi verdik ışte.
Iyi güzel cevaplar da gelmiş işin doğrusu takdir ettim.
Lakin hâlâ netleşmedi bazı şeyler kafada. Şimdi çocuğa kalem verdik. Ona anlattık. Çocuk tamam dedi. Bir baktin koltuk kanepe kapı batmış. Anlattın uyardın. Bir baktin yine yapmış. Yine anlattın yine uyardın. Yani elinden almayacakmisin karalayıp duracak mi tüm evi?
Sınıfta çocuk arkadaşlarına vuruyor. Anlatıyorsun uyarıyorsun yine vuruyor. Yine anlatıyorsun yine vuruyor. Şimdi çocuk daha yeni senle olmaya başladı. Anneyle yıllardır yaşıyor. Kimbilir Nasıl yetiştirildi ne cezalar aldi. Senin tatli diline, o, ancak bi bakayim sinirlari ne kadar bu ogretmenin gözüyle bakiyor.Nasıl bu çocuğu iki cümleyle etkilersin? Sen etkilesiye kadar bu çocuk önüne geleni kırıp geçirecek mi? Ya o çocuklar ne olacak, dövülenler? Peki ya veli ayaklanmaları ne olacak! Bir tedbir bir önlem alınmayacak mi? Alınsa şimdi siz buna ceza ya da mahrum bırakma bakar bize ters dersiniz öyle değil mi?
Merhabalar
Belki de biz yetişkinlerin hayatı da hızlı çekimde yaşıyor olmasıdır onlara etki edemeyişimizin sebeplerinden biri. Evet bu hızlılık çocukların yaptıkları davranışların arkasındaki nedeni anlamamıza engel olur. Arkadaşına vuran çocuğun biraz önce yine aynı arkadaşı tarafından dalga geçildiğini gözden kaçırabiliriz mesela. Yada serbest oyun zamanında daha yeni kurduğu oyunun en keyifli yerindeyken öğretmenin başka bir etkinliğe geçişi söylemesiyle öfkelenen çocuğun davranışına anlam veremeyip bir de kızabiliriz ona. İki cümleyle etkileme demişsiniz ya aslında bunun özünde çocukla kurulan duygusal bağın sağladığı tesir gücü var. Ben güvenli bağdan kaynaklanan tesir gücünün çocuklarla muhatap olan bir yetişkinin elde edeceği altın değerinde birşey olduğunu düşünüyorum. Peki bu bağı kurmak hemen oluyor mu? Olmuyor burda da biz yetişkinlerin sabırsızlığı devreye giriyor yine yani hızlılığımız. Bağ kurabilmek için ruhsal olarak yavaşlayıp çocuğun ruh dünyasına hitap edebilmemiz gerekir. Eğer öğretmen sınıfında her bir öğrencisiyle bu teması sağlar ve kurmuş olduğu bağı koruyabilirse ne cezaya ne de mahrum bırakmaya ihtiyacı kalmayacağını düşünüyorum. Evet haklısınız sınıfta vuran çocuk kadar zarar gören öğrenciler de öğretmen tarafından korunmalı ama bunun yolu zarar veren çoçuğu daha fazla ruhsal olarak zarara uğratmak olmamalı. Burada yapılması gereken öğretmenin çocukla duygusal bağını kurmaya çalışırken aynı zamanda bu davranışın kök problemi bulunup aileyle birlikte gerekirse destekle kök probleme yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
 
Bahsettiğiniz durumu biz de yaşadık. Sanırım kastettiğiniz şey, çocuk ile bağ kurulmuş olsa bile, o zamana kadar hiç tatmadığı bir sınırsızlık sunulduğu için sınırlarını yoklamaya başlamış olması, değil mi? Ve bu sınırsızlık içinde etrafındaki kişilere zarar verebilir hale gelmesi, değil mi? Bu durumda ne yapacağımızı konuşuyoruz sanırım.

Arkadaşlar çok güzel paylaşımlarda bulunmuşlar bağlanma ve tesir edebilme ile ilgili. Yetişkinin dingin bir ruh halinde olduğunu, çocuğu duyabildiğini varsayalım. Buna rağmen çocuk sanki ipini koparmış gibi etrafına saldırıyor, sınır tanımadan vuruyor, kırıyor, zarar veriyor. Dünyaya geldiğinden beri hiç ona böylesi özgürlük veren birisi ile birlikte olmamış. Baktı ki öğretmen ne yapsa kızmıyor, dövmüyor, küçük düşürmüyor, o da yıllarca biriktirdiği zehiri akıtırmış gibi atrafa saldırıyor...

Bu varsayımdaki durumda, çocuğa dur dememiz gereken bir çizgi var. Bunu gene pedagojik tik olarak niteliyorum. Elini kızgın sobaya değdirmek üzere olan çocuğun eline annesinin bir anda pat diye vurup dokunmaktan kurtarması gibi... Mesela arkadaşına vuruyor. O sırada ellerini kararlılıkla tutup gözlerine bakarak "Birbirimize zarar vermiyoruz" demeliyiz mesela. Eğer devam ediyorsa "Arkadaşına vurmana izin vermeyeceğim" diye kararlılığa devam edilmeli. Öğretmen burada etken duruşunu korumalı. Ancak kızgınlık gibi bir hali kastetmiyorum. Kararlı bir etken duruş içinde olmalı. Belki bir süre böylece çocuğun elini tutarak beklemeli. Ta ki, çocuk asla öğretmenin kararından vaz geçmeyeceğinden emin oluncaya kadar...

Çocuğun ruhunda bir yara açıp açmamak ise, bundan sonraki tutum ile belirleniyor aslında. Çocuk şiddetli tutumundan vaz geçtiğinde, öğretmenin aynı önceki şefkatli ses tonu ile, hiç bir şey olmamış gibi onunla ilişkisine devam ediyor olması... Kararlılığını koruduktan sonra, o olaya ait üzerinde hiç bir iz taşımaması... Ve o günün sonunda çocukla güzel bir şekilde ayrılmaları... Eğer olay tekrar edecek olsa gene öğretmenin aynı kararlılığı sergilemesi, problem sonrasında ise önceki şefkatli tutumunu devam ettirmesi...

Ayrım burada oluyor sanırım...

Bilmiyorum sizin kastettiğiniz böylesi bir problem miydi...

Biz böyle problem anlarından sonra çocuğa sükunetimizi kopyalayalım diye, bir de o çocuk ile bire bir dingin bir faaliyet içine giriyorduk. Mesela bazen beraber lazım olan bir şeyi almak için dışarıya çıkıyor, yolda sakin sakin sohbet ederek yürüyüp, alınacakları beraber alıp, geri dönüyorduk.

Bilmiyorum bu çözümler uygulanabilir ve gerçekçi geliyor mu...

Yani elbetteki bu kadar sert değiliz. Hızlı çekimde yazi verdik ışte.
Iyi güzel cevaplar da gelmiş işin doğrusu takdir ettim.
Lakin hâlâ netleşmedi bazı şeyler kafada. Şimdi çocuğa kalem verdik. Ona anlattık. Çocuk tamam dedi. Bir baktin koltuk kanepe kapı batmış. Anlattın uyardın. Bir baktin yine yapmış. Yine anlattın yine uyardın. Yani elinden almayacakmisin karalayıp duracak mi tüm evi?
Sınıfta çocuk arkadaşlarına vuruyor. Anlatıyorsun uyarıyorsun yine vuruyor. Yine anlatıyorsun yine vuruyor. Şimdi çocuk daha yeni senle olmaya başladı. Anneyle yıllardır yaşıyor. Kimbilir Nasıl yetiştirildi ne cezalar aldi. Senin tatli diline, o, ancak bi bakayim sinirlari ne kadar bu ogretmenin gözüyle bakiyor.Nasıl bu çocuğu iki cümleyle etkilersin? Sen etkilesiye kadar bu çocuk önüne geleni kırıp geçirecek mi? Ya o çocuklar ne olacak, dövülenler? Peki ya veli ayaklanmaları ne olacak! Bir tedbir bir önlem alınmayacak mi? Alınsa şimdi siz buna ceza ya da mahrum bırakma bakar bize ters dersiniz öyle değil mi?
 

Elvann

New member
[MENTION=4827]Sinemm[/MENTION] çok iyi ifade etmişsin. Evet aynen öyle. Bir Çocuk bir şeye kızdı diye vuracak mi? Dalga gecildiginde patlatacak mi? Buna nasıl müsade edilir.
Bakın iyi güzel insanı seyler yazıyorsunuz buna lafim yok. Etkilenmedim de değil. Ancak siz de ofkelendiginizi biraz belli etmeniz lazım. Hep yumuşak yumuşak gezilirmiymis ortada. Çocuk nasıl anlayacak dogru mu yaptı yanlış mi yaptı. Kendi çocuğun olsa hadi tek durusla ilerle dur. Bir sürü çocuk var. Kim nasıl eğitildi kimbilir. hangi birinin ne istediğini tek tek sınırlı vakitte nasıl tespit eder bir öğretmen rica ederim siz de çok yukleniyorsunuz öğretmenlere! [MENTION=137]Elif Şirin[/MENTION] tek çocuğun olsa cam aç kapı aç uzat kolunu kırk saat dil dök, siz bunu 35 çocuğa yapın bakalım sınıfta kaçı giyecek o montu? Ya aileler! Benim çocuğum daha yeni hastalıklardan ciktiydida, siz neden giydirmedinizdi de onlar çocuk ne anlardı da bir sürü tantana.
Çocuk için koltuğun anlamı yok. Evde anne de öyle yetiştirmiş belli her halinden. Ama devlet için var. Masanın sıranın camın.
Rumeysa hanım gerçekçi ve uygulanabilir metodlar yazmışsınız ogretmenlikte. Evet bence de o çocuğun eli tutulur ve "vurmaya izin vermem" denir. Çocuk da bir sınır bir kural bir özgürlük sınırları olduğunu bilir.
[MENTION=874]Seda[/MENTION] hanım benim nasıl cevap beklediğimi yazmışsınız peki siz nasıl başlıklar istiyorsunuz burda? Hep sizleri onaylayan takdir eden üye mesajları mi?
 

Sabah

New member
[MENTION=4827]Sinemm[/MENTION] çok iyi ifade etmişsin. Evet aynen öyle. Bir Çocuk bir şeye kızdı diye vuracak mi? Dalga gecildiginde patlatacak mi? Buna nasıl müsade edilir.
Bakın iyi güzel insanı seyler yazıyorsunuz buna lafim yok. Etkilenmedim de değil. Ancak siz de ofkelendiginizi biraz belli etmeniz lazım. Hep yumuşak yumuşak gezilirmiymis ortada. Çocuk nasıl anlayacak dogru mu yaptı yanlış mi yaptı. Kendi çocuğun olsa hadi tek durusla ilerle dur. Bir sürü çocuk var. Kim nasıl eğitildi kimbilir. hangi birinin ne istediğini tek tek sınırlı vakitte nasıl tespit eder bir öğretmen rica ederim siz de çok yukleniyorsunuz öğretmenlere! [MENTION=137]Elif Şirin[/MENTION] tek çocuğun olsa cam aç kapı aç uzat kolunu kırk saat dil dök, siz bunu 35 çocuğa yapın bakalım sınıfta kaçı giyecek o montu? Ya aileler! Benim çocuğum daha yeni hastalıklardan ciktiydida, siz neden giydirmedinizdi de onlar çocuk ne anlardı da bir sürü tantana.
Çocuk için koltuğun anlamı yok. Evde anne de öyle yetiştirmiş belli her halinden. Ama devlet için var. Masanın sıranın camın.
Rumeysa hanım gerçekçi ve uygulanabilir metodlar yazmışsınız ogretmenlikte. Evet bence de o çocuğun eli tutulur ve "vurmaya izin vermem" denir. Çocuk da bir sınır bir kural bir özgürlük sınırları olduğunu bilir.
[MENTION=874]Seda[/MENTION] hanım benim nasıl cevap beklediğimi yazmışsınız peki siz nasıl başlıklar istiyorsunuz burda? Hep sizleri onaylayan takdir eden üye mesajları mi?

:) hocam siz bu tatilde bol bol dinlenin olur mu cok yorulmussunuz yahu. Ogretmen degilim. Ogrermen olsam soyle yapardim, hic mont vs giyme geregi olmayan bir anda mevsimleri anlatirdim. Kuzularim simdi kis mevsimindeyiz derdim pencereleri acar her birinin tek tek teninde o urpertiyi hissedebilmesi icin onlara firsat verirdim. Biraz musaade ederdim kollari ususun diye. Belki de o cocuklarin hicbiri usumeyi bilmiyor biliyor musunuz? Aileleri tarafindan hep lahana gibi sarilip sarmalandiklari icin cocuklar anlamamakta cok haklilar. Sonra anlatirdim iste bu yuzden kis mevsiminde mont giyeriz, atki sapka eldiven kullaniriz diye. Siz daha iyi bilirsiniz mevsimleri anlatabilmek icin gunesi ve dunyayi temsil eden harika materyaller hazirlanabilir. Mont giymeyip usuyen cocuk hikayesi anlatilabilir cocuklari kahramanla ozdeslestirmeden.

Yani sozun ozu hocam, istenirse yapilabilir. Insani diyorsunuzya, insani yaklasmak cok da zor degil. Sizin mesleginiz bu oldugu icin enerjinizi bu alana kaydirsaniz eminim cok daha iyi yontemler bulursunuz cocuklari incitmeden hayata nasil hazirlayabileceginize onlara nasil rehberlik edebileceginize dair. Aynisini masa, cam, sira icin de yapabilirsiniz. Evde ozgur birakilmis bir cocugun okulda sizi boyle cileden cikaracagini hic dusunmuyorum ben. Evde annesi koltugu boyanmmis gordugunde sevecen yaklasip alternatif gosterse idi buna ihtiyaci olmazdi zaten cocugun.

Hep yumusak mi davranacagiz yoo Polyanna degiliz dunya da toz pembe degil. Cocuga yanlis davranisinda sadece elimizde dilimizde kamci olmasin diyoruz biz. Sanki cocuk onceden bu dunyanin kaidelerini biliyormus gibi davranip onu ezmeyelim diyoruz, "rehberlik" edelim diyoruz. Bu yanlis, bu dogru. Bu kadar. Icinde cocuga olumsuz his edindirecek hicbir davranis yok. Birakalim artik bu cocuktan kiymetli mal sevdasini yahu. Devlet icin siranin masanin camin kiymeti var diyorsunuz ya, kolonyayla ailerseniz hepsi tertemiz olur hocam cilali yuzey ya cabuk temizleniyor. Kizip ceza vermenin, mahrum birakmanin, bedel odetmenin cocuk ruhunda biraktigi izler gibi degil yani.
 
[MENTION=4827]Sinemm[/MENTION] çok iyi ifade etmişsin. Evet aynen öyle. Bir Çocuk bir şeye kızdı diye vuracak mi? Dalga gecildiginde patlatacak mi? Buna nasıl müsade edilir.
Bakın iyi güzel insanı seyler yazıyorsunuz buna lafim yok. Etkilenmedim de değil. Ancak siz de ofkelendiginizi biraz belli etmeniz lazım. Hep yumuşak yumuşak gezilirmiymis ortada. Çocuk nasıl anlayacak dogru mu yaptı yanlış mi yaptı. Kendi çocuğun olsa hadi tek durusla ilerle dur. Bir sürü çocuk var. Kim nasıl eğitildi kimbilir. hangi birinin ne istediğini tek tek sınırlı vakitte nasıl tespit eder bir öğretmen rica ederim siz de çok yukleniyorsunuz öğretmenlere! [MENTION=137]Elif Şirin[/MENTION] tek çocuğun olsa cam aç kapı aç uzat kolunu kırk saat dil dök, siz bunu 35 çocuğa yapın bakalım sınıfta kaçı giyecek o montu? Ya aileler! Benim çocuğum daha yeni hastalıklardan ciktiydida, siz neden giydirmedinizdi de onlar çocuk ne anlardı da bir sürü tantana.
Çocuk için koltuğun anlamı yok. Evde anne de öyle yetiştirmiş belli her halinden. Ama devlet için var. Masanın sıranın camın.
Rumeysa hanım gerçekçi ve uygulanabilir metodlar yazmışsınız ogretmenlikte. Evet bence de o çocuğun eli tutulur ve "vurmaya izin vermem" denir. Çocuk da bir sınır bir kural bir özgürlük sınırları olduğunu bilir.
[MENTION=874]Seda[/MENTION] hanım benim nasıl cevap beklediğimi yazmışsınız peki siz nasıl başlıklar istiyorsunuz burda? Hep sizleri onaylayan takdir eden üye mesajları mi?

Elif hanıma katılıyorum sanki gerilmissiniz gibi. Biraz dinlenin. Ve bakış açınızı biraz değiştirmeniz sanki kafanızda oturtacak bir şeyleri.
 

savaşçı

New member
Çocuğun doğru veya yanlış yaptığını neden öfke ile belli edelim anlatmak varken?
Bu esas öğretmeni zora sokar, küçük yaş grubu ise sürekli kaşlar çatık gezmeniz gerekir, çünkü her an bir problem yaşanabilir.
"Burayı çizmek doğru değil ", "arkadaşımıza vurmak doğru değil" diyebilirsiniz sakince, tabi kim bu kadar geniş olabilir, bu da bu mesleği bu genişliğe sahip olanların yapması gerektiğini gösterir. Yada bu genişliğe sahip olmak için çaba sarfetmesi gerekir. Zira çatık kaşlı veya ceza veren bir anaokulu öğretmeni çocuğun eğitim hayatına iyi bir başlangıç olmaz...

[MENTION=4827]Sinemm[/MENTION] çok iyi ifade etmişsin. Evet aynen öyle. Bir Çocuk bir şeye kızdı diye vuracak mi? Dalga gecildiginde patlatacak mi? Buna nasıl müsade edilir.
Bakın iyi güzel insanı seyler yazıyorsunuz buna lafim yok. Etkilenmedim de değil. Ancak siz de ofkelendiginizi biraz belli etmeniz lazım. Hep yumuşak yumuşak gezilirmiymis ortada. Çocuk nasıl anlayacak dogru mu yaptı yanlış mi yaptı. Kendi çocuğun olsa hadi tek durusla ilerle dur. Bir sürü çocuk var. Kim nasıl eğitildi kimbilir. hangi birinin ne istediğini tek tek sınırlı vakitte nasıl tespit eder bir öğretmen rica ederim siz de çok yukleniyorsunuz öğretmenlere! [MENTION=137]Elif Şirin[/MENTION] tek çocuğun olsa cam aç kapı aç uzat kolunu kırk saat dil dök, siz bunu 35 çocuğa yapın bakalım sınıfta kaçı giyecek o montu? Ya aileler! Benim çocuğum daha yeni hastalıklardan ciktiydida, siz neden giydirmedinizdi de onlar çocuk ne anlardı da bir sürü tantana.
Çocuk için koltuğun anlamı yok. Evde anne de öyle yetiştirmiş belli her halinden. Ama devlet için var. Masanın sıranın camın.
Rumeysa hanım gerçekçi ve uygulanabilir metodlar yazmışsınız ogretmenlikte. Evet bence de o çocuğun eli tutulur ve "vurmaya izin vermem" denir. Çocuk da bir sınır bir kural bir özgürlük sınırları olduğunu bilir.
[MENTION=874]Seda[/MENTION] hanım benim nasıl cevap beklediğimi yazmışsınız peki siz nasıl başlıklar istiyorsunuz burda? Hep sizleri onaylayan takdir eden üye mesajları mi?
 

Karanfil

New member
Çocuğu mahrum bırakmak da bir cezadır.
1.Arkadaşına tüküren, duvarları boyayan, derste konuşan çocuklara ceza verildi veya mahrum bırakıldı, ne olacak?

a. Çocuk kendini değersiz hissedecek, arkadaşlarının yanında incitildiği için utanma duygusu zarar görecek, hırçınlaşacak, öğretmene içinde tepki olmasına rağmen mecburi bir itaat gösterecek, ikiyüzlü davranışı öğrenecek içinden sayacak yüzüne gülecek, karşında örnek alabileceği saygın bir tavır göremeyecek, kişiliği davranışlarına bağlanacak...
Peki bi daha aynı davranışları sergileyecek mi?
* büyük ihtimal yapacak ve verdiğimiz zararla kalmış olacağız.
* diyelim yapmadı, çocuğa verdiğimiz yukarıdaki zararların yanında duvarları boyamamasını kar gibi göreceğiz.

b. Peki başka nasıl yaklaşabiliriz...
"hey kırmızı kazaklı demeyeceğiz, çocuğun ismini öğreneceğiz...
Parmak kaldırınca "Evet Adem senin fikrini de merak ediyorum" diyeceğiz...
Sabah karşılaşırsak koridorda "Günaydın Nalan nasılsın" diyeceğiz...
Üzgün görünce "Biraz konuşabilir miyiz, canın bir şeye mi sıkıldı Fadime" diyeceğiz...
"Benim yardıma ihtiyacım var, sen yardım eder misin Sedacım diyeceğiz"...
Yolda karşılaşırsak eşimizle tanıştıracağız "İsmail benim çok sevdiğim bir öğrencim, İsmail seni eşimle tanıştırayım" diyeceğiz...
Sorduğumuz soruya en saçma cevabı bile verse "hım öyle mi düşünüyorsun Elif anladım, bir de şu açıdan bakabilir misin" diyeceğiz...
Küçükse büyüklük taslamayacağız, göz hizasına inip "Nasıl yapsak acaba Ardacım" diye konuşacağız.
Ceza vererek aşağılamayacağız, ödül vererek edilgenleştirmeyeceğiz...
Büyükse "hayta" demeyeceğiz, karşımıza alıp bir çay ısmarlayıp sohbet edeceğiz, dertleşeceğiz, o da anlatacak biz de gençliğimizi anlatacağız...

Değer vereceğiz, insan olduğu için zaten hakkı olan değeri vereceğiz...
Ne olacak böyle yapınca? "İnsanı sevme terapisi yapmış olacağız kendimize"...
Ve en önemlisi "Bağ" kuracağız çocukla... Peki bir daha aynı davranışı yapacak mı?
*Bağlandığı ve sevdiği öğretmen çocuğa tesir edeceği için çocuk öğretmenin sözünü dinleyecek...
*diyelim yine yaptı, varsın yapsın, bir yetişkin olarak karşısında sözün tesirini sağlayamayıp acizlikten ceza vermek yerine, karşısında "saygın bir öğretmen" görecek, belki de büyüdüğünde bizi öyle anmasını, hatırlamasını, örnek almasını sağlamış olacağız...






Oncelikle boyle bir soru sordugu icin [MENTION=5487]eff[/MENTION] hanima tesekkur ederim.sayenizde benim kafamdada bazi seyler oturdu...biraz gerilim olusmus ama cevaplar cok istifadeli oldu benim icin.hepinize tesekkur ederim..anadolu pedagojisini benimsemek biraz zaman aliyor.yada daha dogrusu okuyup dinlediklerimizi uyqulamak zaman aliyor.kendi acimdan diyeyim kendimi onarmadan okuduklarimi uyqulamakta zorlaniyorum....
 

savaşçı

New member
Oncelikle boyle bir soru sordugu icin [MENTION=5487]eff[/MENTION] hanima tesekkur ederim.sayenizde benim kafamdada bazi seyler oturdu...biraz gerilim olusmus ama cevaplar cok istifadeli oldu benim icin.hepinize tesekkur ederim..anadolu pedagojisini benimsemek biraz zaman aliyor.yada daha dogrusu okuyup dinlediklerimizi uyqulamak zaman aliyor.kendi acimdan diyeyim kendimi onarmadan okuduklarimi uyqulamakta zorlaniyorum....

Evet sevgili [MENTION=726]Pedagoji[/MENTION] ben de tam onu yazacaktım:) [MENTION=5487]eff[/MENTION] in böyle bir konu açması ve bu soruları sormasından ben çok memnunum açıkçası.
Görüş alışverişinde bulunarak doğruya ulaşacağız.

Okuduklarımı uygulamakta zorlanıyorum demişsiniz ya, ilk basamak aslında hangisinin doğru olduğuna karar vermek, bazı şeyleri şimdiye kadar yanlış uygulamış olabiliriz, gurur yapmadan gelişime açık bir şekilde okumak ve değerlendirmek lazım...
Sonraki basamak kendini onarmak ve uygulamak. İşte burada kendini onarma serüvenine başlamış bir çok anne var. Birbirimizden destek alarak bunu da başarabiliriz inşallah :)
 
Üst