Hangi ahlakî erdemleri kazandırmalı?
Erkeklere kahramanlık gibi, şecaat gibi ahlakî kurallar öğretilmeli, kızlara ise iffetli olma, namuslu olma gibi ahlakî kurallar öğretilmeli gibi bir ayırım yapmak sağlıklı bir davranış değildir. Çünkü iffet hem kız çocukları için hem de erkek çocukları için yaşamları içerisindeki en önemli dayanak noktasıdır. İffetsiz bir erkek çocuğu o toplum içerisinde ne kadar şecaatli olursa olsun, ne kadar cesur olursa olsun o topluma zarar verici bir unsurdur. İffet ve ahlak kuralları her halükarda kız ve erkek çocukları için aynıdır. Namus kız ve erkek çocukları için aynıdır. Ahlak ya da ahlaksızlık aynıdır. Bunlarda herhangi bir değişiklik olmaz.
Geleneksel toplumlarda kız çocuklarının namusu çok önemseniyor, erkek çocuklarının namusu çok dikkate alınmıyor. Hâlbuki namus anlayışını yitirmiş bir erkek çocuğunun kız çocuklarına zarar vereceği ve kendisine zarar vereceği düşünülünce erkek çocuğunun namus anlayışını desteklemenin ne kadar da erdem olduğunu hepimiz bilmemiz gerekir. Yani herkes kendi mahallesindeki yetişen erkek çocuklarının ahlak kurallarının içerisinde davranıyor olmasını desteklemeli, teşvik etmeli, onu onore etmeli, ahlak kurallarının öğretilerini kendileri de teşvik ederek öğretmeli ki kendi evindeki kız çocuğuna zarar vermesin.
Ahlak eğitiminin din eğitimiyle bağlantısı
Ahlak somut bir eylemdir. Din ise çoğu defa soyuttur. Yani Allah inancı, melek inancı, cennet inancı, şu anda göremediğimiz ama tarihin bir döneminde yaşamış olan peygamberlere iman, kadere iman konuları hep soyuttur. Ahlak kuralları ise çok defa somuttur. Şunu almayacaksın, bunu alacaksın, kavga etmeyeceksin, kimseye zarar vermeyeceksin somuttur.
Bu açıdan bakıldığında din eğitimi verilecek olan çocukların başlangıç aşaması ahlak eğitimiyle başlar. Yani birden bire çocuk dinsel öğretilerle karşı karşıya getirilmez. Çünkü çocuklar özellikle 7 yaş öncesinde soyut kavramları algılayamazlar. Algıladıkları şey, sadece etrafında gördükleri, elleriyle tuttukları şeydir. Onun haricinde bir takım şeyleri çocuğa söylüyor olmak çocuğun kafasını karıştırır.
Yani Allahââ¬â¢ı çocuğa 7 yaşında tarif etmeye kalkarsanız -ki Allah tariflerden münezzehtir-, anne-baba bocalar. Çocuk da soru üstüne soru sorar. ââ¬ÅGözü kaşı var mı, eli ayağı var mı, büyüklüğü ne kadarâ⬠gibi sorular sorar. Anne-babaların yaptığı en büyük yanlış ahlak öğretilerini başa almak yerine birden bire dinle, din öğretileriyle çocuklarını tanıştırıyorlar. Hâlbuki öncelikleri dinde gerekli olan ahlak kurallarını çocuklara yaşatmak olmalı. Kendileri yaşayacak ve yaşatacaklar. Sonra ikinci evre başladığında bu ahlak kurallarının nereden çıktığını ve neden oluştuğunu anne-baba dinî öğretileri de kullanarak, sosyal yaşamın içerisine geçmesi gerektiğini de vurgulayarak, çocuklarda din eğitimini pekiştirmeleri gerekir.
Erkek ve kız çocuklara göre dinî öğelerin anlatımı
Allah hüküm sahibi olduğu, yani Hakim olduğundan dolayı ve Mahkeme-i Kübraââ¬â¢da tek yetkili ve tek var olan o olduğu için Allahââ¬â¢ı anlatmak ile Peygamberi anlatmak arasında büyük fark vardır. Peygamber bir tebliğci ve aynı zamanda kendisi de bir uygulayıcıdır.
Allahââ¬â¢ın sıfatları ve Allah çocuğa tanıtılırken kız ya da erkek çocuğu fark etmeksizin 12 yaşından önce hiçbir çocuğa ââ¬Åcelalâ⬠sıfatlarından, cehennemden bahsedilmemesi gerekir. Çünkü çocuk Allahââ¬â¢ı şefkat ve merhamet ve Allahââ¬â¢ı sevecen bir şekilde hazır bulunduğu ruhuyla tanıması lazımdır. Çünkü çocuk 12 yaşından önce henüz kemikleşmemiş olan duygu dünyasıyla şiddet veya celal ismine ait bir takım şeyler duyarsa ürker, korkar. Kendini hesaba çekmeye çalışırken duyarsızlaşabilir. Kız ya da erkek çocukları fark etmez.
12 yaşından önce çocuklara Allahââ¬â¢ın celal sıfatını, cehennem, cehennem zebanisi, ateş, cezalandırma gibi şeylerden bahsedilmez. Ancak 12 yaşından sonra söylenebilir. 12 yaşından sonra çocuk yanlış ve doğru yaptığıyla ilgili muhakeme ve iradesine yavaş yavaş sahip olduğu düşünüldüğü için irade tercihinde yanlışı tercih ettiğinde karşısına neyin çıkacağının anlatılması şarttır. Eğer bu ihmal edilirse, ââ¬ÅKorkma oğlum hiçbir şey olmazâ⬠denilirse o zaman çocuğun hak ve hukukuna girilmiş olunur. 12 yaşından önce ise çocuk zaten ne işlerse işlesin, doğrusu da odur, Allah çocuğu cehenneme atmıyor, yetişkinleri atıyor. Dolayısıyla cehenneme girmeyecek olan bir çocuğa Allahââ¬â¢ın celalinden bahsetmiş olmak çocuğun duygu dünyasının oluşmasında engel teşkil eder.
Peygamber (a.s.m.) nasıl anlatılmalı?
Erkek çocuklara Peygamber Efendimizin (a.s.m.) kahramanlığı, cesareti, muhakeme gücü, şecaati, sadakati, emniyeti, güven verişi gibi özellikleri tarihsel yaşanmış olaylar içerisinde mutlaka anlatılması lazım. Çocuklar gerek 7 yaş öncesinde ve 7 yaş sonrasında idealize ettikleri figürleri, idealize ettikleri karakterleri kendi karakterlerinin destekçisi olarak kullanmak isterler. Dolayısıyla erkek çocuğu cesurluğu, şecaati gibi bütün üstün yetenekleri babasından görüp aldığı gibi, aynı zamanda babasından çok çok üstün olan ve babasının da Oââ¬â¢nu (a.s.m.) taklit ettiği asli beslenme kaynağı olan, ruhsal beslenme kaynağı olan Peygamberimizden alması lazımdır.
Kız çocuklar için Peygamber Efendimizin (a.s.m.) iffeti, namusu, güven duygusu gibi daha çok duygu dünyasına hitap edecek bir takım özellikleri ve şefkati, hayvanlara olan merhameti, bütün kâinatı kuşatmış olan sıcaklığı anlatılabilir. Kız çocuklara idealize edilecek figür ise Hz. Hatice validemiz, Hz. Aişe validemiz ve Efendimizin (a.s.m.) diğer zevceleri, baş taçlarımız annelerimiz olmalıdır. Onların ötesinde yine İslamââ¬â¢ın önde gelen ve bir şekliyle kadın fıtratını en güzel hali ile yaşayan, tarihin o dönemlerinde yaşayan kadın figürleri mutlaka çocuklara yaşam örnekleri olarak tanıtılması gerekir.