Evlilikte ilk yılların muhasebesi

baharibeklerken

New member
Merhaba arkadaşlar.
Evlilik öncesi veya ilk yıllarında olanlar için veya ilerleyen yillarimizda o günleri tekrar muhasebe etmek adına paylaşım yapsak. Evlilik problemlerine veya çözümlere bir de bu acidan baksak.
Ilk yılların problemi bazan korkutabiliyor. Ve tecrubeli kişilerden benzer şeyler yasandigini duymak ic ferahlatiyor.
Eşin gözünden bakma, olduğu gibi kabul etme, yuvayı yapanın dişi kuş olması gibi Genel ifadeleri insan nasihat olarak algılayip savunmaları daha da guclendirebiliyor. duygularimiza inerek ifade etsek, sekli durumu ne olursa olsun yasadigimiz seyin hepimizin temeldeki hislerine dayandigini ve aslinda ayni sorunlari yasadigimizi daha dogru ifade adina.
Hepimizin az çok hataları ve kirginliklari oldu mutlaka. Bunların kendi kisiligimize bakan kök problem olan yonlerine deginsek.
Tecrübe dili bana daha tesirli geldiği için, okuyanin " benim gibi ,bende böyle yaşadım " diyeceği tarzda paylaşmaya çalışmak istiyorum kendi tecrübemi nacizane.
Siz neler söylemek istersiniz.
 

baharibeklerken

New member
Evliliğin ilk yılları biraz zor gecermis. Bunu zaman gectikce başka evlilerinde benzer sorunlar yaşadığını gördükçe duydukca anladım. Halbuki bir tek ben yasiyorum sanirdim.
Oysa benim zihnimde cicim ayları tabiri vb sebeplerle başta çoğu şeyin iyi olacağı zamanla bozulursa bozulma olacağı algısı vardı. "Öyleyse baştan herşeyi çok iyi oturtmali idim." Çıkan her sıkıntı, aramizdaki her sorun şimdiden bunları yasarsak ilerde ne olur korkusunu da beraberinde getiriyor beni içten içe yıkıyordu.
Zamanla anladım ki bu korkunun sebebi terkedilme imiş. Çevrede artan bosanmalar ve ya bizde öyle olursak korkusu, derecesi bir olan problemi daha da büyük algılamama sebep olmuş.

aradan geçen 5,5 yıl sonunda yanildigimi görüyorum. Halbuki ilk yıllar mükemmel olmaya çalışmak doğru değil yükü artırmış. tam tersi birbirini ve sınırlarını tanıma yillariymis. Maalesef ben o tanimayi, önceden cikarsa diye hazır olda olduğum sorunları biran önce görmek ve gardimi almak için yapmışım, eşimi olduğu gibi kabul etmek için değil. Üstelik bunu onu olduğu gibi kabul ediyorum diyerek lafta kalan ama içimde hazmedemedigim bir sekilde yapmışım.
 
Son düzenleme:

baharibeklerken

New member
Evlilik yeni doğmuş bir bebek gibi ilgi ve bakım istermis. Bunu da karşıdaki ne yapiyora bakmadan sadece sen yapman gerekeni yaparak beklentisizce yaparak olurmuş. Halbuki ben, ben şunu yapıyorum o bunu yapmıyor, ben şunlar şunlardan haberdarim ve bahsediyorum onun haberi bile yok, öyleyse o kaç adım ben de o kadar adım vs lerle hem mevcut enerjimi tuketmisim hem de yipratmis ve yipranmisim. Ve gördüğüm bunlar olduğu için görülecek başka önemli şeyleri gorememisim.
 
Son düzenleme:

felsefeci

New member
Ben ilk yıllarda bu adam neden bana derdini anlatmiyor diyordum. Şimdi öğrendim ki erkekler problem olduğunda mağaralarina cekilirlermis. Anlatmamasinin sebebini üzerime
alınmaktan kurtuldum:)
hafifledim, üzerimden yük kalktı.
Erkekler Marstan Kadınlar Venüs' ten kitabinda kadın erkek farklılığı çok güzel anlatılmış
Evliliğimin 4. yılındaym ben de
 

baharibeklerken

New member
Hani eşimde kolay biri değildi, değil.
Lakin bende kolay değildim. Çözülme bunu kabul edince başladı.

Evlilik öncesi bütün o farkındalık çabaları, evlilikten kaçış korku arkasında bunun büyük payı vardı. Kendimce çözüm uretmisim güya. eşim şöyle biri olursa anlasabiliriz, şunları yapmalıyız, vs vs. Tam da en onemli dediğim şeylerden imtihan olmuştum. Açığımı eşim kapatır dediğim alanlarda eşim benden daha muhtaçtı.
Başlarda bunun farkedilisi, acısı, savunmalar... Tüm o kavgalar, kirginliklar, icten içe yoksun hissedisler bundan. Üstelik farkindaydim ve ifade de ediyordum. Ama birşeyi kabullenemiyordum, zayıf olduğum o yönlerimi değiştirmek veya güçlendirmek için cabalamayi. Cabalamak zordu, Bende daha kolay gelen yolu savunmaları tercih ediyordum.

Şimdi baktığımda, onların bir kısmı taa çocukluğumda aldigim yaralardan geliyormus. Neden zordu cabalamak. O yıllarda çok cabaladigim için degismeyecegini kabul ettiğim yaralar. Çabalarım sonuçsuz kaldığı için tekrar cabalamak anlamsızdı. Terk ettiğim, duymamayi öğrendiğim acılar. Tekrar onlarla yüzleşmek zordu.
Meğer esimde bulmamadiğim için uzuldugum isyana varan duyularin sebebi anne baba eksikligiymis. Doyamadigim anne hissi, doyamadigim baba hissi. Kimbilir belki o isyanlarda o küçücük bebeğin yaşadığı yoksunluğun açığa çıkış sekliydi. Bir tek eşimden, hem anne hem baba, hem eş, hem arkadaş, hem sirdas, hem ... hem ... olmasını istemiş beklemisim. Üstelik o da benim gibi yoksun, yaralı...
Ve o da benden benzer şeyler bekliyordu.
Onun beklentilerinin büyüklüğünü görmek beni iyice kaçırıyor, kat kat savunmalar ardına siginiyordum.
Kaçtığım yerden gelsin beni çıkarsın diye de bekliyordum üstelik. Gelmedikce iyice hayal kırıklığı yaşıyordum. Ama o ne kadar gelirse ben o kadar kaçacaktim. Aynı şekilde ben ne kadar gidersem o kacacakti. Bunu onun için biliyordum da kendim için farkında değildim. Kendim de olmasa onun böyle olduğunu nasıl görürdüm hem. Neticede inatçı iki keçi gibi birimiz bir başta digerimiz öbür başta durup diğerinin gelmesini bekliyorduk. Bense senden kaç adım benden de o kadar türküsü söylüyordum. :)

Aslında işin özünde baglanma ve devamında aidiyet kavramı var. Baglanma dan ben kaciyordum ama eşim daha çok kaçıyordu. Fakat ikimizin de ihtiyacı bu idi. Dolayısıyla içte huzur sekine olmuyor, olmadıkça başka şeyler göze batıyor, surtusme sebebi oluyordu.

Hatta hic önemsemedigim şeyleri bile içten içe sorun etmeye başlamış, bir taraftan da kişiliğinme ters olduğu için kendime saygim da darbeler almaya başlamıştı. Bu defa iyice ofkeleniyor , eşime beni bu hale o getirdi diye iyice köpürür olmuştum.
 
Son düzenleme:

Nuray19

New member
Bu güzel konu için teşekkür ederim [MENTION=5246]baharibeklerken[/MENTION].
Benim tecrübe ettiğim şeylerden biri ve bence en onemlisi; evimin kadını ve kocamın eşi olma sıfatını üzerime yapistirmaktan kacinmam oldu. Bende o da esitiz, onun ailesinde de benim ailemde de eşit gün hatta esit saat kalacağız, bayramlara siralasarak gidecegiz ben supuruyorsam o da silecek tarzı ikimizi eşitleme,fitratimiz olmayan seyleri zorlayarak yapma ve buna eşimi de zorlamak oldu. Halbuki yine burda okumuştum esine " sen zahmet etme" demek ne ince ne kibar bı yaklaşımmis. Şimdiki aklım olsaydı ondan beklemek yerine önce BEN yapardim.ikimizi esitlemeye calismazdim. İstemediği şeyleri yaptırmaya zorlamazdim. Bayramda kimin ailesine gidecegimizi değil de kendi çekirdek ailemle nerede olursam olayım mutlu olmayı bilirdim.

Benliğimi saran kayginin bana verdiği herşeyi kontrol etme cabasiyla herşeyi ben organize etmişim evimizin eşyalarını düğünü haftasonu ne yapılacak onu bile. eşime fırsat vermemisim dışarı çıkalım dediğinde nereye gidecez acikirsak nerde yicez ne yicez şöyle olursa ne yapcaz vs. O da artık herşeyi bana bırakmış. Halbuki kaygidan arınıp amaaan hava alicaz işte eşim halleder deseymisim yolunda gitmeyen şeylerde eşimi suclamasaymisim ne iyi olurmuş.
 

Nuray19

New member
Daha şimdiden böyle yapıyorsa ilerde nasıl olur diye düşünmez bu seferde öyle oluversin derdim.
Onun hasssasiyetlerine daha çok onem vermeye calisirdim, ONCE eşim derdim.
Kendimi ona kanıtlamaya üstünlük kurmaya çalışmaz öylece ona kendimi birakirdim.
Sürekli benimle ilgilenmesini istemek yerine daha çok ona kendi başına geçireceği zaman birakirdim.zaten dışarı gitmez ama ev içinde bile sürekli bana odaklı olmasını istiyordum bunu yapmazdım.
Daha çok kitap okumasını her konuda bilgisi olmasını benim bildiğim şeyleri onun zaten biliyor olmasını bekliyordum,ama şunu gördüm ki eşim belki benim kadar çok okumuyor ya da hemen kavrayamiyor unutuyor olsa bile benden çok içgörüye ,sağduyuya,genişliğe,fıtrata uygun yaşamaya zaten sahip. Artik kendi bilgimden çok onun bilgeligine güveniyorum. Bunu en başta yapabilmeyi isterdim.

Önce eşime baglanabilmeyi isterdim. Çocuk yokken geçen zamanlarimizi her boşlukta kavga ederek değil daha güzel değerlendirmek isterdim.
 

Umutluana

New member
Hani eşimde kolay biri değildi, değil.
Lakin bende kolay değildim. Çözülme bunu kabul edince başladı.

Evlilik öncesi bütün o farkındalık çabaları, evlilikten kaçış korku arkasında bunun büyük payı vardı. Kendimce çözüm uretmisim güya. eşim şöyle biri olursa anlasabiliriz, şunları yapmalıyız, vs vs. Tam da en onemli dediğim şeylerden imtihan olmuştum. Açığımı eşim kapatır dediğim alanlarda eşim benden daha muhtaçtı.
Başlarda bunun farkedilisi, acısı, savunmalar... Tüm o kavgalar, kirginliklar, icten içe yoksun hissedisler bundan. Üstelik farkindaydim ve ifade de ediyordum. Ama birşeyi kabullenemiyordum, zayıf olduğum o yönlerimi değiştirmek veya güçlendirmek için cabalamayi. Cabalamak zordu, Bende daha kolay gelen yolu savunmaları tercih ediyordum.

Şimdi baktığımda, onların bir kısmı taa çocukluğumda aldigim yaralardan geliyormus. Neden zordu cabalamak. O yıllarda çok cabaladigim için degismeyecegini kabul ettiğim yaralar. Çabalarım sonuçsuz kaldığı için tekrar cabalamak anlamsızdı. Terk ettiğim, duymamayi öğrendiğim acılar. Tekrar onlarla yüzleşmek zordu.
Meğer esimde bulmamadiğim için uzuldugum isyana varan duyularin sebebi anne baba eksikligiymis. Doyamadigim anne hissi, doyamadigim baba hissi. Kimbilir belki o isyanlarda o küçücük bebeğin yaşadığı yoksunluğun açığa çıkış sekliydi. Bir tek eşimden, hem anne hem baba, hem eş, hem arkadaş, hem sirdas, hem ... hem ... olmasını istemiş beklemisim. Üstelik o da benim gibi yoksun, yaralı...
Ve o da benden benzer şeyler bekliyordu.
Onun beklentilerinin büyüklüğünü görmek beni iyice kaçırıyor, kat kat savunmalar ardına siginiyordum.
Kaçtığım yerden gelsin beni çıkarsın diye de bekliyordum üstelik. Gelmedikce iyice hayal kırıklığı yaşıyordum. Ama o ne kadar gelirse ben o kadar kaçacaktim. Aynı şekilde ben ne kadar gidersem o kacacakti. Bunu onun için biliyordum da kendim için farkında değildim. Kendim de olmasa onun böyle olduğunu nasıl görürdüm hem. Neticede inatçı iki keçi gibi birimiz bir başta digerimiz öbür başta durup diğerinin gelmesini bekliyorduk. Bense senden kaç adım benden de o kadar türküsü söylüyordum. :)

Aslında işin özünde baglanma ve devamında aidiyet kavramı var. Baglanma dan ben kaciyordum ama eşim daha çok kaçıyordu. Fakat ikimizin de ihtiyacı bu idi. Dolayısıyla içte huzur sekine olmuyor, olmadıkça başka şeyler göze batıyor, surtusme sebebi oluyordu.

Hatta hic önemsemedigim şeyleri bile içten içe sorun etmeye başlamış, bir taraftan da kişiliğinme ters olduğu için kendime saygim da darbeler almaya başlamıştı. Bu defa iyice ofkeleniyor , eşime beni bu hale o getirdi diye iyice köpürür olmuştum.

Yasadiklarinizi ne guzel ifade etmissiniz bence bunu bir kitaba donusturmelisiniz. Yorumlarinizi okudukca hep aklima gelir. Mutlaka yazmalisiniz zamaniniz varsa mutlaka.
 

baharibeklerken

New member
Yazdıklarınızin çoğunda kendimi gördüm [MENTION=1911]Nurudilara[/MENTION] hanım :) .
Bazıları için içimdeki kadınlara yapılan haksızlık ve yüklenen yüklere isyan eden ürüküntü içindeki kız, iyi ki öyle yapmışım yoksa... diyor. Daha alacak yolum var galiba. :)
 

Gamzelim

New member
Merhaba arkadaşlar.
Evlilik öncesi veya ilk yıllarında olanlar için veya ilerleyen yillarimizda o günleri tekrar muhasebe etmek adına paylaşım yapsak. Evlilik problemlerine veya çözümlere bir de bu acidan baksak.
Ilk yılların problemi bazan korkutabiliyor. Ve tecrubeli kişilerden benzer şeyler yasandigini duymak ic ferahlatiyor.
Eşin gözünden bakma, olduğu gibi kabul etme, yuvayı yapanın dişi kuş olması gibi Genel ifadeleri insan nasihat olarak algılayip savunmaları daha da guclendirebiliyor. duygularimiza inerek ifade etsek, sekli durumu ne olursa olsun yasadigimiz seyin hepimizin temeldeki hislerine dayandigini ve aslinda ayni sorunlari yasadigimizi daha dogru ifade adina.
Hepimizin az çok hataları ve kirginliklari oldu mutlaka. Bunların kendi kisiligimize bakan kök problem olan yonlerine deginsek.
Tecrübe dili bana daha tesirli geldiği için, okuyanin " benim gibi ,bende böyle yaşadım " diyeceği tarzda paylaşmaya çalışmak istiyorum kendi tecrübemi nacizane.
Siz neler söylemek istersiniz.

Merhabalar hanımlar
Evlılıgın İlk yıllarının muhasebesi bendeki durum şöyle..
Eşimin iyi yonlerını görmek yerıne hep olumsuz yonlerını görüp duzeltsın dıye bır de baskı zorlama uygulamışım. Adamcağızın da benı memnun etmek için elınden gelenı yapması. Fıtratı ıtıbarı İle bıraz yavaştır, sakındır, sükunet insanıdır ve benım bunu bıle bır sorun olarak görmem bıraz Hızlanması için ona sureklı kızmam vs..çok gereksiz huzursuzluklar olmuş İlk zamanlar çok gereksiz şu an görüyorumkı bız bayanlar bazı şeylerin mukemmel olmasını ıstıyoruz oyle yetişmişiz. Bir şey eksik olsun. Eşimi tanıdıkça ılerleyen zamanlarda anladım Kı çok gereksiz şeylere takılı kalmışım halbuki eşimin karakteri tam da benı tamamlıyor muş bende onu. Rabbım herşeyi hıkmetle yapan ve hıkmetle bılendır... Rahat olun yenı evli bayanlar akışı na bırakın..... Olumsuzlukları çok buyuk gormekten sakının. Zamanla duzelıyor herşey inşallah
 

Nuray19

New member
Yazdıklarınızin çoğunda kendimi gördüm [MENTION=1911]Nurudilara[/MENTION] hanım :) .
Bazıları için içimdeki kadınlara yapılan haksızlık ve yüklenen yüklere isyan eden ürüküntü içindeki kız, iyi ki öyle yapmışım yoksa... diyor. Daha alacak yolum var galiba. :)

Beni de yokluyor o hisler, o söylemler içten içe engel olamayıp üstünü kapatıyorum bazen. Ne yazik ki içimize işlenmiş bu fikirleri sokup atmak hiç kolay değil ama evliliği düzeltmeye çalışana, şeytana fırsat vermeyene Allah ta yardim ediyor.

Bi de şunu düşünüyorum ki (hatta eşim de söylüyor) kizima gösterdiğim ilgi ve fedakarlığın özenin yarısını eşime gostersem cok çok çok daha mutlu olabiliriz. Biz çocuk yetiştirme konusunda kılı kırk yararken aynı hassasiyeti esimize de göstermeyi ihmal ediyoruz. Ya da onun kalbimize dokunan icimizi cız ettiren elini tutunca icimizi kipirdatan yanlarını zamanla bazı şeyler yok ettiği için ona aynı merhameti ve şefkati duymuyoruz.
[MENTION=8853]Gulbahar[/MENTION] sulu hanım bir keresinde şöyle demişti de etkilenmiştim; esiniz yemeğini yedi sofradan kalktı içeri geçti olduğu yere uzandı biraz uyudu gidip şefkatle üstünü örtüp " ohh yemeğini yedi güzelce birazcık üstüne keyif yapsın bende o arada çayı koyayım" diyebilirmiyiz? Valla ben çok zor derim 😁 onun yerine bin türlü beklenti kullanılmışlik hissi yoklar durur içimi.

Birde geriye dönüp bakınca eskiden "iyiki öyle yapmışım, yoksa..." Dediğim çok durum olurdu, şimdi yine aynı geriye dönüp bakınca "iyiki öyle yapmisim,yoksa..." Dedigim şeylerin bana nasıl zarar verdiğini görüyorum.
 
Üst