Aidiyet kitabında konuyla ilgili birkaç cümleye rastladım az önce: "... iç sesleriyle meşgul olanların yüreğinde olumsuz hisler kabarıp büyür, içinden çıkılmaz bir hal alır. Kişi iç dünyasında konuştuklarını kendini emniyette hissettiği, bağ kurduğu biriyle paylaşmalı, ondan onay ve destek almalıdır."
Değerli [MENTION=5502]yBeB[/MENTION]
Ne kadar samimiyetle paylaşmışsınız
Aslında iç ses ile kastedilen şey, olumsuz hisleri uyandıran ses... Mesela doğal halinizde, sakince konuşmak geliyor içinden. O sırada iç ses diyor ki "Ne o öyle mıy mıy mıy! Dik oturup seslice konuşsana!" İşte bu, iç ses... insanın doğal halinde kalmasının önüne geçen, olduğu gibi olması konusunda kaygı uyandıran bir ses...
Bahsettiğiniz iç konuşmalar ise, sanki yaşamın olduğunuz gibi olamadığınız karelerini hayal aleminde yeniden canlandırıp, orada "olduğunuz gibi olabilme" yi yaşama hali olabilir mi
Ya da kendiniz olabildiğiniz bir diyalog geçti ise yaşamda, o diyaloğu içinizde tekrar tekrar yaşayarak, aslında kendiniz olmanın keyfini devam ettirmek olabilir mi?
Bu durumların ikisi de, benliğimizin en güçlü ihtiyacı olan "var olma" ihtiyacının -ki bu da ancak olduğu gibi olmakla mümkün- karşılanması için, hayal aleminde bulduğu bir çözüm olsa gerek... Orada onarıyor insan kendini, iyi ediyor...
İyi ki hayaller var değil mi
Umarım yaşamın tüm gerçekliği içinde de kendimiz olabilecek güce erişebiliriz...