Yeniden bağlanma

Tuba12

New member
Katılacak başka anne yok galiba, en az 10 kişi oluruz sanmıştım.. Ben yine de bazı günler buraya oğlumla yaşadıklarımızı yazmak istiyorum. Umarım olumlu sonuçlanır ve ileride yeniden bağlanmayı deneyecek annelere kaynak olur.
Dün "gel beraber yatak sohbeti yapalım" diye odasına götürdüm. İlk anneliğimi onunla yaşadığım için bazı tecrübesizliklerimin olduğunu anlatıp özür diledim. Bunu telafi etmek için elimden geleni yapacağımı, daha sakin bir anne olmaya çalışacağımı, bebekken ayrı yattığımız günleri telafi etmek için bir süre beraber yatacağımızı söyledim. Buna çok sevindi. Bana hayatında gördüğü en iyi anne olduğumu, ama kendisinin biraz yaramaz olduğunu söyledi. Yaramaz olmadığını, benim hatalarım yüzünden bu noktaya geldiğimizi anlattım. Uyuduktan sonra odasından ayrıldım.
Bugün ikinci günümüzdü ve biraz zorlandım açıkçası... Ne kadar güler yüz göstermeye çalışsam da bazı anlarda gerildiğimi mimiklerimden anlamıştır. Kardeşinden uzaklaşmak için odasına gidip kapıyı kapattı. Kızım da kapısında ağlamaya başladı. Normalde kapıyı açar oğlumu kardeşinin girmesine izin vermesi için ikna ederdim, ama güvenli bağlanma kitabından öğrendiğim kadarıyla bu yaptığım yanlışmış. Odasına girerken kapıyı çalmak, eşyasını alırken ve onu öperken dahi izin almak gerekirmiş. Kapıyı çaldım girmemize izin vermedi. Kızım bunun üstüne daha çok ağladı. Umarım büyüğün ruhunu düzeltmeye çalışırken küçüğünkinde yaralar açmıyorumdur. Oğlum benim bu hareketimden güç alarak, normalde kardeşinde kızmadığı şeylere kızmaya, şikayet etmeye başladı. Bazı anlarda ne yapacağımı bilemediğimden tepkisiz kaldım. Baba gelince sakinleştiler. Babasına kaş göz hareketleriyle ödevlerini yapması gerektiğini, kitap okuması gerektiğini, yatma saatini söylettim :) Yatağına geçince oğlum artık bebek olmadığını, beraber yatmamıza gerek olmadığını, beni affettiğini söyledi. Ben yine de beraber yatmak istediğimi söyleyip, uyuyana kadar bekledim...


Sizi tebrik ederim
Bende 5 yaşında kızımla yeniden bağlanma yaşıya bilmek çok isterim ama henüz başlaıyamadım 9 aylık oğlum var zor olacağından oğlumu ihmal etmekten korkuyorum bir yandanda güvenli bağlanmanın şart olduğunu biliyorum heleki yurtdışında
 

Yolcu

New member
Elif Þirin;6791' Alıntı:
Merhaba Sevgili Yolcu
Sizin isiniz cidden zor iki cocugunuz da henuz guvenli baglanma doneminde zaten en buyukle de yeniden baglanma sureicine girmissiniz. Ucuyle de bag kurmaya calismak ciddi caba ve enerji gerektirir, kolayliklar dilerim oncelikle.

Yeniden baglanma surecinde cocuk annenin sefkat sinirini yoklarcasina hircinlasabilir, elde ettigi ozgurlugun sinirlarini yoklayabilir. Bu aslinda bir anlamda basarili olmaya basladiginizi da gosterir bence. Kardes konusunda ciddi zarar vermedigi surece tepki vermemeye calisin. Bir de kardese karso ona statu verin. Her iki kardesin bakiminda da isirligi yaparak ona abi oldugunu hissettirmeye calisin. Bilgim boyle tecrubeli olanlar paylassin tecrubelerini umarim yardimci olur.[
/QUOTE]

Cok sag olun sevgili Elif hanim.su an beni dusunduren konu su acaba oglum benim yuzumden mi kardesine karsi daha da ofkeli hale geldi?Boyle bisey olabilir mi yeniden baglanma surecinde?baña karsi olunca anliyorum hah diyorum dogru yoldayiz ama kardesini oyle aglatinca icin eriyor gercekten:(demin esime diyorumki acaba cektigimiz bu sikintilar gelecekleri icin iyi olacak mi?bazen umitsizlige dusup pes etme noktasina geliyorum o sirada hep dua ediyorum.bu surece baslamadan once mevlit kandili gecesi hacet namazi kildim Allaha yakardim bu surecte baña yardim etsin,utandirmasin diye.birde soyle bir durum da var biz baska sehire tasindik oglum burda anaokuluna basladi anaokulu degistirmis oldu yeni arkadaslar yeni ogretmenler yenj yeni alisti.anakoluna basladiktan sonra agresivligi artdi.oglum cok konusan merak eden hayat dolu birisi.anaokulnda sessiz oturan cocuklara gulucuk stiker veriyorlar.geldiginide Anne bak sessiz oldum stiker kazandim.ogretmenleri de ovuyor iyi,sessiz cocuk diye:(Acaba enerjisini orda atamadigi icin mi evde daha da hircinlasiyor kardesine karsi acimasiz oluyor?kafamda cevapsiz bir suru soru cirit atiyor oglumun sikintisini cozmeye calisiyorum.soyle ozetlesem anaokuluna baslayinca agresivliyi artdi yeniden baglanma.surecine.girdigimizden.bu yana.daha da artdi kardesine karsi daha fazla.kardesine olan tutumu benden dolayimi acaba?abi statusu kazandirmaya.calisyoruz aslinda ama.daha dikkat.ederiz insallah
 

Sabah

New member
Bu benim de en çok zorlandığım konu. Oğlum da alttan aldığımı gördükçe kardeşine yüklenmeye başladı, öyle ki onun elindeki birşey için ağlıyorsa daha çok nispet yapar hale geldi. Vermek zorunda değilsin ama istersen odana gidebilirsin seni rahatsız etmesin diyorum ağlamaya başlıyor onu daha çok seviyorsun diye ��

Boyle bir noktada buyuge mudahale etmektense kucugun ilgisini baska noktaya cekmeye calissaniz. Kucuge oglum kizim onunla su anda abin oynuyor istersen sen gel sununla oyna diyip ona ilgisini cekecek yasina gore farkli birsey sunsaniz.. Olabilir mi?
 

bbabagil

New member
Öyle yapmaya çalışıyorum Elif Hanım, ama ikna olmuyor, en sevdiği oyunları teklif etmeme rağmen abisinin elinde çöp olsa onu istiyor :) Sanırım ilk çocukla güvenli bağ tam kurulamadığında, kardeşin gelmesiyle dengeler tamamen altüst oluyor. Yeniden bağlanmayı denediğinizde de ilk çocuk sizin iyi niyetle teslim olduğunuzu anlıyor, kardeşini ise o güne kadar yaşanan olumsuzlukların sebebi olarak görüyor. Ben şimdilik abinin haklarını korumaya,ağlayan kızımı da sarılarak sakinleştirmeye çalışıyorum (her seferinde başarılı olamasam da). Gerekirse oğlumla onarım süreci bittiğinde kızımla yeniden bağlanırım
 

bbabagil

New member
Tuba Hanım siz de küçüğün yaşı ilerlemeden başlayın bence.. İlerde ikisi arasında kalmak daha yıpratıcı oluyor. Bu sadece kendimizi kontrol etmemizi, büyük çocuğa karşı tutumumuzu değiştirmemizi gerektiren bir süreç. Bebeğinizi ihmal etmezsiniz..
 
Ben de yeniden güvenli bağlanma dönemindeyim ama kitabı okumadım henüz,pedagoji okulunda izledim ve radyo programlarını dinledim.Küçük olan kızımdan başladım ve büyük oğluma kardeşinle bir süre yattıktan sonra kendisiyle de yatacağımı söyledim. Anladı ama yine de mutsuz görüyorum bu durumdan.2. planda hissediyor sanki.onada bol bol sarılıyorum öpüyorum ama küçük öyle kötü ki benim ondan başka kimseyle ilgilenmeme mahal vermiyor.mesela birlikte kızla boyama yapıyoruz abisi bir soru sordu cevaplama mı bile istemiyor.Hemen beni bırakıyorsun diyor.abisi ona cevaplamasam üzülüyor valla top gibi oynatıyorlar insanı :( bu annelerin çekisi nedir :) hep bir mücadele hep bir enerji içinde olmak gerekiyor,çok zorlanıyorum.çalışıyorum ben ve akşamları uyuyana dek çocuklarımla vakit geçirmek durumundayım. kendi kendime kalamıyorum,çayım kahve keyfim yok,tv keyfim yok,arkadaş eş-dost görüşmelerim yok.Biz anneler ne zaman kendi hayatımızı yaşayacağız?En güzel gençlik yaşlarımız kendimizi süpürge yapmakla geçiyor.

aslında yavrularınızla kendi hayatınızı yaşıyorsunuz, bunu farkedip kabullenince onlarla da hayatın içinde birşeyler yapabilme, zevk alabilme, paylaşabilme özgürlüğünü yaşıyor, güzelliğini görüyor insan. size yaşadığım bi durumu anlatayım. 4 yıldır güvenli bağlanma için didiniyorum resmen. kızımı kendim büyütmek için işimden de ayrıldım. gece gündüz hep birlikte herşeyi önceliğimiz o olarak yaşadık. ve ben dedim ki 4 yıl sık dişini nalan. sonra bir sürü vaktin olacak, zaten sosyalleşme yaşı gelicek, yarım gün kreşe gittiğinde bende ertelediğim o şeylere yönelebilicem diye planlar yaparkeeen... kader planı bambaşka oldu. 3 yaşından beri okul için yanıp tutuşan kızım, okula başladı ama okulda yaşadığımız travmatik bi durum sonucu herşey altüst oldu. okul maceramız başladığı gibi bitti ( çok şükür ki Rabbim gözümle görmek nasib etti yaşananları ve kızımı hemen aldım okuldan) (bu konuyu daha sonra ayrı bi başlıkta uzun uzun anlatıcam).kızımın okulda olduğu saatlere göre kursa ve spora yazılmıştım. ama kızım okula gidemeyince yaptığım bu planlar hayal oldu. önce çok bozuldum duruma tabi. böyle düşünmemiştim hiç, birkaç hafta kabullenemedim. sonra içinde bulunduğum durumu mumla arayacak şekilde gelişmeler yaşamaya başladık. kızım ne babannesinde ne babasıyla ne de teyzesiyle kalmıyor, heryere sadece benimle gidebiliyordu. neyse dedim, onunla yaparız bişeyler, kabullenmek gerek şartları. spora beraber gitmeye başladık. ama işler ters gitmeye başladı,orada hiçbir olumsuzluk yaşamadığı halde kızım spor salonuna girememeye başladı. götürdüğümde burası çok kalabalık evimize gidelim diye ağlamaya başladı. ne olduğunu, iktidar mücadelesi mi duygusal yoksunluk mu anlayamıyordum ama birşeyler ters gidiyordu. tamam sporu da bıraktık. bikaç yere gittiğimizde benzer tepkileri daha sıklıkla yaşamaya başladık. Çocuğumda yolunda gitmeyen birşeyler vardı, ve çok ama çok yoğun bir kaygı.. örnek vereyim " anne seker yemek istiyorum ama ya boğazıma kaçarsa " doğdu doğalı hiç oraya çıkma düşersin demedik, buna azami dikkat ettik, hatta çevredekiler ay oraya cıkma düşersin dese kızım düşmem derdi. Ama artık yolda yürüyoruz, duvarların üstünde yürümeye bayılır kızım, bazen elimi tutarak bazen tutmaz bile, yine aynı şeyi yaptığımızda, "anne ben burdan düşermiyim? düşersem sen beni aşağıdan alırmısın? peki oradan nasıl alırsın, inebilirmisin" demeye başladı.. salıncakta ayakta sallanır, başarıyorum-kendi kendime sallanabiliyorum diye mutlu olurdu, ama şimdi salıncakta oturarak sallanırken ve ben sallarken, "anne burdan düşsem bile yer yumuşak dimi," "evet ama düşmezsin" dediğimde "arkadaşım düşmüştü kafasını çarpmıştı, şişmişti.." saklambaç oynarken evde beni göremeyince çok yoğun şekilde kaygılanması.. daha neler neler..sadece birkaç örnek yazdım. insanın yavrusunu bu kadar kaygılı görmesi o kadar zor ki, keşke bununla kalsa diyeceğiniz şeylerde yaşayabiliyorsunuz üstüne, bu kaygı cümleleri o kadar yoğundu ki, çocuğum ruhen bir yükün altındaydı her halinden hissediliyordu. evden bir yere gittiğimizde aniden kaygılanıyor ağlamaya başlıyordu böyle bişey olmuş gibi sanki. birkaç seferde dışarı cıktığımızda özellikle AVM, Tren gibi kalabalık yerlerde bunu yaşamaya başladı. ve bir süre sonra evden çıkamaz oldu, hiçbiryere, komşuya, apartmanın içine dahi çıkamaz oldu. eve kapattı kendini. götürmek istediğimde gitmeyelim istemiyorum diye ağlamaya başlıyordu.o kadar kaygılı ağlıyorduki sanki gitse başına bişey gelecekmiş gibi korkuyordu. sonra eve biri gelse, gelmesin diye ağlamalar.. o kadar zor bir durum ki, 1 ay içinde nereden nereye.. okula başlıcak bende yapmak istediklerimi yapıcam derken kızımla dahi dışarı çıkamaz bir noktaya geldik, benden saniye ayrılamıyor, wc, banyo gibi yerlere kapısını kapatarak girmemden dahi müthiş tedirgin oluyordu. eşimle de kalamıyordu. kızımla beraber bende evden hiç ama hiç çıkamamaya başladım. bakkala dahi gidemedim. okulda yaşadığı travma sonucu kızım bir kırılma anı yaşamış, kendini güvende hissettiği ortamlar dışında bulunması ile gelişen bir anksiyete bozukluğu olan agorafobi yaşıyordu. Allah razı olsun bu forumdaki arkadaşlarımın ve Adem hocamın yardımı ile bu durumu atlattık. yaklaşık 2 ay boyunca yaşadık bunları,forumdakiv arkadaşlar ve Adem hocamla meseleyi konuşunca tersine çevirdik herşeyi. kızımı iyi etme, kendini yeniden güvende hissettirme çabasına girdik. bugün itibariyle 7 hafta geçti. kızımız güven duygusunu yeniden oluşturma, kaygıdan uzak tutarak maksimum müsammaha minimum kaygı ile Adem Hocamında yönlendirmeleri ile bu durumu geride bıraktı. çok şey öğrendim ben bu süreçten. ilk dışarı çıkabildiğimiz anda yaşadığım sevinci mutluluğu anlatamam. halbuki heran yapabildiğimiz sahip olduğumuz bi nimet gibi değil mi? ama hiçte öyle değilmiş. kızım da haftalar sonra ilk kez dışarı çıkabildiğinde öyle mutlu oldu ki, saatlerce koştuk.. koştuk.. koştuk.. koşarak bursaya gitmek istedi yavrum :) insan elindekinin kıymetini yitirince öyle bir anlıyor ki, "ben ne zaman yapmak istediklerimi yapabilicem, ertelediğim şeyleri gerçekleştirebilicem" derken; bu yaşadıklarımızla, kızımla kapı önüne çıkabilmenin hayallerini kurarken buldum ben kendimi. evden çıkabilmesi sadece benimle birlikteyken oldu, oyle sevindim ki, varsın kimseyle kalmasın, yeterki birlikte de olsa çıkabilelim, bir yerlere beraber gidebilelim diye özlem çekmek ve bunu kaybedip yeniden bulmak kendime getirdi. herşeyin tadını doya doya duya duya kızımla çıkarmayı, onunla hiçte hayatı ıskalamadığımı, birlikte mutlu olmanın ne kadar değerli olduğunu, kaygısızca salıncakta sallanabilmesinin kıymetini hissettim. genişlemenin ne demek olduğunu anladım. onun kaygılarını silmeye çalışırken kendi kaygılarımdan, beklentilerimden arındım. ve kızım haftasonu babasıyla dışarı çıktı, ben evde kaldım, saatlerce.. aylar sonra ilk defa bu kadar uzun süre benden ayrı kalabildi sorunsuzca. ben evde kaldım sadece ev işleri ile uğraştım. önceden olsa hayıflanırdım, siz gittiniz ben yine ev işleri temizlikle uğraştım, bitmiyorki filan derdim. Resmen kendi başımayken rahat rahat, kızımı ihmal mi ediyorum iş yaparken tedirginliği yaşamadan evimle ilgilenmenin tadını çıkarttım araya hiçbirşey girmeden gönlümce, sakin sakin.. :) biz hayatımızı onlarla yaşıyoruz, bazen farkedemiyoruz, ama Rabbim güzel vesilelerle hatırlayabilmek nasib etsin. biz zor yoldan farkettik, şimdi kaybetmemek için gayretimiz sürüyor eşimle. birde şunu söylemek isterim; güven öyle önemli birşey ki, yokluğu bir çocuğun dünyasını alt üst edebiliyor, ve varlığı da aynı zamanda sihirli bir değnek gibi yavrunuzu hayata döndürebiliyor. sardıkça, sarmaladıkça, siz de iyi oluyorsunuz, yavrunuzda.
 
Bizde 10 gun olacak bugun 5 yas 7 aylik oglumla yeniden baglanma surecine girmis bulunmaktayiz.ayni zamnada 2.5 yas kizim ve 3.5 aylik bebegim var.oglum 2-3 gundur bana karsi agresivlesti normal kabul ediyirum ama kardesiyle cok fazla ugrasmaya basladi onu aglatiyor,bagirtiyor.bazen uyarmak zorunda kaliyorum oglum yaptigin hareket duzgun degil diye.babamiz aksam 9 a dogru geliyor.kardesini aglatdigi zaman uyarmayayim mi?bazen cikmaz sokakta hiss ediyorum :(bu durumlarda kimler nasil yol takip ediyor yazarlarsa cok sevinirim.

sınırlarınızı görmek her şartta kabul görüp görmediğini anlamak için dozajı arttırması normal, adem hocam söylüyor bunu. siz yeterki sakinliğiniz koruyun, uyarmanız değil uyarırkenki yüz hatlarınız, ses tonunuz söyleyiş tarzınız çok önemli. bağa zarar vermeden ifade edebilirsiniz, ama hayırı, yapmayı en aza indirin bu süreçte. keşke baba daha erken gelebilse :(
 
bu arada 7 yaş civarında yavruları olanlara aile toplantılarını şiddetle tavsiye ederim. tıkandığınız yerlerde size çok yardımcı olacak bir ortam. mutlaka araştırın adem hocamız bu konuyu çok detaylı anlatıyor. aidiyet ve aile toplantıları konusu.
 

Yolcu

New member
sýnýrlarýnýzý görmek her þartta kabul görüp görmediðini anlamak için dozajý arttýrmasý normal, adem hocam söylüyor bunu. siz yeterki sakinliðiniz koruyun, uyarmanýz deðil uyarýrkenki yüz hatlarýnýz, ses tonunuz söyleyiþ tarzýnýz çok önemli. baða zarar vermeden ifade edebilirsiniz, ama hayýrý, yapmayý en aza indirin bu süreçte. keþke baba daha erken gelebilse :(
Cok tesekkur ederim Nalan hanim.zor bir donem atlatmissiniz cok sukur iyi sonuclanmis.esim ogretmen ozel okulda calisiyor dersten sonra unversite hazirliktaki ogrencilerin sorularina bakiyor eve gelmesi oyle gecikiyor.erken gelse cok iyi olur oglum babasi eve girince sakinlesiyor.Rabbim yavrularimizla bizleri saglikli guven bagi ile bitbirimize sikica baglasin insallah.guzel sonuclarimizi burdan paylasmayi nasip etsin hepimize bu yolda azm etnia annelere
 
[MENTION=1137]Nalan Erdoğmuş[/MENTION] benim de kızım benzer şeyler yaşadı. Sizinki kadar ağır geçmedi ama bir kreş maceramiz oldu. 3 gün sonra aldık. Orda neler oldu halen bir fikrim yok ancak kızım şimdi hiçbir okulu istemiyor. Parkta arkadaş çok kolay edinebiliyorken şimdi kimseyle oynamak istemiyor. Nasıl atlattiniz bu süreci konuşalım inşallah.
 

Ruken

New member
aslında yavrularınızla kendi hayatınızı yaşıyorsunuz, bunu farkedip kabullenince onlarla da hayatın içinde birşeyler yapabilme, zevk alabilme, paylaşabilme özgürlüğünü yaşıyor, güzelliğini görüyor insan. size yaşadığım bi durumu anlatayım. 4 yıldır güvenli bağlanma için didiniyorum resmen. kızımı kendim büyütmek için işimden de ayrıldım. gece gündüz hep birlikte herşeyi önceliğimiz o olarak yaşadık. ve ben dedim ki 4 yıl sık dişini nalan. sonra bir sürü vaktin olacak, zaten sosyalleşme yaşı gelicek, yarım gün kreşe gittiğinde bende ertelediğim o şeylere yönelebilicem diye planlar yaparkeeen... kader planı bambaşka oldu. 3 yaşından beri okul için yanıp tutuşan kızım, okula başladı ama okulda yaşadığımız travmatik bi durum sonucu herşey altüst oldu. okul maceramız başladığı gibi bitti ( çok şükür ki Rabbim gözümle görmek nasib etti yaşananları ve kızımı hemen aldım okuldan) (bu konuyu daha sonra ayrı bi başlıkta uzun uzun anlatıcam).kızımın okulda olduğu saatlere göre kursa ve spora yazılmıştım. ama kızım okula gidemeyince yaptığım bu planlar hayal oldu. önce çok bozuldum duruma tabi. böyle düşünmemiştim hiç, birkaç hafta kabullenemedim. sonra içinde bulunduğum durumu mumla arayacak şekilde gelişmeler yaşamaya başladık. kızım ne babannesinde ne babasıyla ne de teyzesiyle kalmıyor, heryere sadece benimle gidebiliyordu. neyse dedim, onunla yaparız bişeyler, kabullenmek gerek şartları. spora beraber gitmeye başladık. ama işler ters gitmeye başladı,orada hiçbir olumsuzluk yaşamadığı halde kızım spor salonuna girememeye başladı. götürdüğümde burası çok kalabalık evimize gidelim diye ağlamaya başladı. ne olduğunu, iktidar mücadelesi mi duygusal yoksunluk mu anlayamıyordum ama birşeyler ters gidiyordu. tamam sporu da bıraktık. bikaç yere gittiğimizde benzer tepkileri daha sıklıkla yaşamaya başladık. Çocuğumda yolunda gitmeyen birşeyler vardı, ve çok ama çok yoğun bir kaygı.. örnek vereyim " anne seker yemek istiyorum ama ya boğazıma kaçarsa " doğdu doğalı hiç oraya çıkma düşersin demedik, buna azami dikkat ettik, hatta çevredekiler ay oraya cıkma düşersin dese kızım düşmem derdi. Ama artık yolda yürüyoruz, duvarların üstünde yürümeye bayılır kızım, bazen elimi tutarak bazen tutmaz bile, yine aynı şeyi yaptığımızda, "anne ben burdan düşermiyim? düşersem sen beni aşağıdan alırmısın? peki oradan nasıl alırsın, inebilirmisin" demeye başladı.. salıncakta ayakta sallanır, başarıyorum-kendi kendime sallanabiliyorum diye mutlu olurdu, ama şimdi salıncakta oturarak sallanırken ve ben sallarken, "anne burdan düşsem bile yer yumuşak dimi," "evet ama düşmezsin" dediğimde "arkadaşım düşmüştü kafasını çarpmıştı, şişmişti.." saklambaç oynarken evde beni göremeyince çok yoğun şekilde kaygılanması.. daha neler neler..sadece birkaç örnek yazdım. insanın yavrusunu bu kadar kaygılı görmesi o kadar zor ki, keşke bununla kalsa diyeceğiniz şeylerde yaşayabiliyorsunuz üstüne, bu kaygı cümleleri o kadar yoğundu ki, çocuğum ruhen bir yükün altındaydı her halinden hissediliyordu. evden bir yere gittiğimizde aniden kaygılanıyor ağlamaya başlıyordu böyle bişey olmuş gibi sanki. birkaç seferde dışarı cıktığımızda özellikle AVM, Tren gibi kalabalık yerlerde bunu yaşamaya başladı. ve bir süre sonra evden çıkamaz oldu, hiçbiryere, komşuya, apartmanın içine dahi çıkamaz oldu. eve kapattı kendini. götürmek istediğimde gitmeyelim istemiyorum diye ağlamaya başlıyordu.o kadar kaygılı ağlıyorduki sanki gitse başına bişey gelecekmiş gibi korkuyordu. sonra eve biri gelse, gelmesin diye ağlamalar.. o kadar zor bir durum ki, 1 ay içinde nereden nereye.. okula başlıcak bende yapmak istediklerimi yapıcam derken kızımla dahi dışarı çıkamaz bir noktaya geldik, benden saniye ayrılamıyor, wc, banyo gibi yerlere kapısını kapatarak girmemden dahi müthiş tedirgin oluyordu. eşimle de kalamıyordu. kızımla beraber bende evden hiç ama hiç çıkamamaya başladım. bakkala dahi gidemedim. okulda yaşadığı travma sonucu kızım bir kırılma anı yaşamış, kendini güvende hissettiği ortamlar dışında bulunması ile gelişen bir anksiyete bozukluğu olan agorafobi yaşıyordu. Allah razı olsun bu forumdaki arkadaşlarımın ve Adem hocamın yardımı ile bu durumu atlattık. yaklaşık 2 ay boyunca yaşadık bunları,forumdakiv arkadaşlar ve Adem hocamla meseleyi konuşunca tersine çevirdik herşeyi. kızımı iyi etme, kendini yeniden güvende hissettirme çabasına girdik. bugün itibariyle 7 hafta geçti. kızımız güven duygusunu yeniden oluşturma, kaygıdan uzak tutarak maksimum müsammaha minimum kaygı ile Adem Hocamında yönlendirmeleri ile bu durumu geride bıraktı. çok şey öğrendim ben bu süreçten. ilk dışarı çıkabildiğimiz anda yaşadığım sevinci mutluluğu anlatamam. halbuki heran yapabildiğimiz sahip olduğumuz bi nimet gibi değil mi? ama hiçte öyle değilmiş. kızım da haftalar sonra ilk kez dışarı çıkabildiğinde öyle mutlu oldu ki, saatlerce koştuk.. koştuk.. koştuk.. koşarak bursaya gitmek istedi yavrum :) insan elindekinin kıymetini yitirince öyle bir anlıyor ki, "ben ne zaman yapmak istediklerimi yapabilicem, ertelediğim şeyleri gerçekleştirebilicem" derken; bu yaşadıklarımızla, kızımla kapı önüne çıkabilmenin hayallerini kurarken buldum ben kendimi. evden çıkabilmesi sadece benimle birlikteyken oldu, oyle sevindim ki, varsın kimseyle kalmasın, yeterki birlikte de olsa çıkabilelim, bir yerlere beraber gidebilelim diye özlem çekmek ve bunu kaybedip yeniden bulmak kendime getirdi. herşeyin tadını doya doya duya duya kızımla çıkarmayı, onunla hiçte hayatı ıskalamadığımı, birlikte mutlu olmanın ne kadar değerli olduğunu, kaygısızca salıncakta sallanabilmesinin kıymetini hissettim. genişlemenin ne demek olduğunu anladım. onun kaygılarını silmeye çalışırken kendi kaygılarımdan, beklentilerimden arındım. ve kızım haftasonu babasıyla dışarı çıktı, ben evde kaldım, saatlerce.. aylar sonra ilk defa bu kadar uzun süre benden ayrı kalabildi sorunsuzca. ben evde kaldım sadece ev işleri ile uğraştım. önceden olsa hayıflanırdım, siz gittiniz ben yine ev işleri temizlikle uğraştım, bitmiyorki filan derdim. Resmen kendi başımayken rahat rahat, kızımı ihmal mi ediyorum iş yaparken tedirginliği yaşamadan evimle ilgilenmenin tadını çıkarttım araya hiçbirşey girmeden gönlümce, sakin sakin.. :) biz hayatımızı onlarla yaşıyoruz, bazen farkedemiyoruz, ama Rabbim güzel vesilelerle hatırlayabilmek nasib etsin. biz zor yoldan farkettik, şimdi kaybetmemek için gayretimiz sürüyor eşimle. birde şunu söylemek isterim; güven öyle önemli birşey ki, yokluğu bir çocuğun dünyasını alt üst edebiliyor, ve varlığı da aynı zamanda sihirli bir değnek gibi yavrunuzu hayata döndürebiliyor. sardıkça, sarmaladıkça, siz de iyi oluyorsunuz, yavrunuzda.

Nalan hanım bunun nasıl üstesinden geldiğinizi anlatabilirmisiniz... bende aynı sorunları yaşıyorum oğlum namaz kılmama bile fırsat vermiyor. yeniden bağlanma dönemine geçmek istiyorum. size zahmet olmasa bu dönemde neler yaptınız nasıl davrandınız anlatırmısınız... oğlum 33 aylık bide ben maalesef çalışan bir anneyim... yardım ederseniz çok sevinirim...
 

Sabah

New member
Merhaba Sevgili Yolcu
Sizin isiniz cidden zor iki cocugunuz da henuz guvenli baglanma doneminde zaten en buyukle de yeniden baglanma sureicine girmissiniz. Ucuyle de bag kurmaya calismak ciddi caba ve enerji gerektirir, kolayliklar dilerim oncelikle.

Yeniden baglanma surecinde cocuk annenin sefkat sinirini yoklarcasina hircinlasabilir, elde ettigi ozgurlugun sinirlarini yoklayabilir. Bu aslinda bir anlamda basarili olmaya basladiginizi da gosterir bence. Kardes konusunda ciddi zarar vermedigi surece tepki vermemeye calisin. Bir de kardese karso ona statu verin. Her iki kardesin bakiminda da isirligi yaparak ona abi oldugunu hissettirmeye calisin. Bilgim boyle tecrubeli olanlar paylassin tecrubelerini umarim yardimci olur.[
/QUOTE]

Cok sag olun sevgili Elif hanim.su an beni dusunduren konu su acaba oglum benim yuzumden mi kardesine karsi daha da ofkeli hale geldi?Boyle bisey olabilir mi yeniden baglanma surecinde?baña karsi olunca anliyorum hah diyorum dogru yoldayiz ama kardesini oyle aglatinca icin eriyor gercekten:(demin esime diyorumki acaba cektigimiz bu sikintilar gelecekleri icin iyi olacak mi?bazen umitsizlige dusup pes etme noktasina geliyorum o sirada hep dua ediyorum.bu surece baslamadan once mevlit kandili gecesi hacet namazi kildim Allaha yakardim bu surecte baña yardim etsin,utandirmasin diye.birde soyle bir durum da var biz baska sehire tasindik oglum burda anaokuluna basladi anaokulu degistirmis oldu yeni arkadaslar yeni ogretmenler yenj yeni alisti.anakoluna basladiktan sonra agresivligi artdi.oglum cok konusan merak eden hayat dolu birisi.anaokulnda sessiz oturan cocuklara gulucuk stiker veriyorlar.geldiginide Anne bak sessiz oldum stiker kazandim.ogretmenleri de ovuyor iyi,sessiz cocuk diye:(Acaba enerjisini orda atamadigi icin mi evde daha da hircinlasiyor kardesine karsi acimasiz oluyor?kafamda cevapsiz bir suru soru cirit atiyor oglumun sikintisini cozmeye calisiyorum.soyle ozetlesem anaokuluna baslayinca agresivliyi artdi yeniden baglanma.surecine.girdigimizden.bu yana.daha da artdi kardesine karsi daha fazla.kardesine olan tutumu benden dolayimi acaba?abi statusu kazandirmaya.calisyoruz aslinda ama.daha dikkat.ederiz insallah

Sizin yuzunuzden demeyelim de ebeveyn tutumundaki dengesizlik yuzunden diyelim :) insan kardesine nicin ofkelenir, hele hele kucuk bir cocukken? Tek bir sebep olur; anne baba sevgisini kardesin aldigi kendisinin sevilmedigi kaygisi yuzunden. Simdi bu minvalde her hareketinizi gozden gecirin. Cumlelerinizin icinde cocugunuzda bu hissi uyandiracak neler var onu bulun. Belki de bir sure ikisinin arasindaki tartışmalarda sikca ullandiginiz cumleleri not edebilirsiniz, dilerseniz birlikte konusabiliriz sonra onlari.

Degisiklikler ve stiker olayi da can sikici evet. Cocugunuz onlari eve getirdiginde ne tepki veriyorsunuz?
 
Merhaba, yasadigimiz ve cok sukur ki büyük oranda atlattigimiz bu donemi nasil gecirdigimizi uygun bi zamanda okul basliginda anlaticam. Sizinlede paylaşırım. Yavrularimiz icin hicbirsey cozumsuz degil. Yeterki onlarin iyi edicisinin biz oldugumuzu unutmayalim. Sevgiler
 

Değişim

New member
aslında yavrularınızla kendi hayatınızı yaşıyorsunuz, bunu farkedip kabullenince onlarla da hayatın içinde birşeyler yapabilme, zevk alabilme, paylaşabilme özgürlüğünü yaşıyor, güzelliğini görüyor insan. size yaşadığım bi durumu anlatayım. 4 yıldır güvenli bağlanma için didiniyorum resmen. kızımı kendim büyütmek için işimden de ayrıldım. gece gündüz hep birlikte herşeyi önceliğimiz o olarak yaşadık. ve ben dedim ki 4 yıl sık dişini nalan. sonra bir sürü vaktin olacak, zaten sosyalleşme yaşı gelicek, yarım gün kreşe gittiğinde bende ertelediğim o şeylere yönelebilicem diye planlar yaparkeeen... kader planı bambaşka oldu. 3 yaşından beri okul için yanıp tutuşan kızım, okula başladı ama okulda yaşadığımız travmatik bi durum sonucu herşey altüst oldu. okul maceramız başladığı gibi bitti ( çok şükür ki Rabbim gözümle görmek nasib etti yaşananları ve kızımı hemen aldım okuldan) (bu konuyu daha sonra ayrı bi başlıkta uzun uzun anlatıcam).kızımın okulda olduğu saatlere göre kursa ve spora yazılmıştım. ama kızım okula gidemeyince yaptığım bu planlar hayal oldu. önce çok bozuldum duruma tabi. böyle düşünmemiştim hiç, birkaç hafta kabullenemedim. sonra içinde bulunduğum durumu mumla arayacak şekilde gelişmeler yaşamaya başladık. kızım ne babannesinde ne babasıyla ne de teyzesiyle kalmıyor, heryere sadece benimle gidebiliyordu. neyse dedim, onunla yaparız bişeyler, kabullenmek gerek şartları. spora beraber gitmeye başladık. ama işler ters gitmeye başladı,orada hiçbir olumsuzluk yaşamadığı halde kızım spor salonuna girememeye başladı. götürdüğümde burası çok kalabalık evimize gidelim diye ağlamaya başladı. ne olduğunu, iktidar mücadelesi mi duygusal yoksunluk mu anlayamıyordum ama birşeyler ters gidiyordu. tamam sporu da bıraktık. bikaç yere gittiğimizde benzer tepkileri daha sıklıkla yaşamaya başladık. Çocuğumda yolunda gitmeyen birşeyler vardı, ve çok ama çok yoğun bir kaygı.. örnek vereyim " anne seker yemek istiyorum ama ya boğazıma kaçarsa " doğdu doğalı hiç oraya çıkma düşersin demedik, buna azami dikkat ettik, hatta çevredekiler ay oraya cıkma düşersin dese kızım düşmem derdi. Ama artık yolda yürüyoruz, duvarların üstünde yürümeye bayılır kızım, bazen elimi tutarak bazen tutmaz bile, yine aynı şeyi yaptığımızda, "anne ben burdan düşermiyim? düşersem sen beni aşağıdan alırmısın? peki oradan nasıl alırsın, inebilirmisin" demeye başladı.. salıncakta ayakta sallanır, başarıyorum-kendi kendime sallanabiliyorum diye mutlu olurdu, ama şimdi salıncakta oturarak sallanırken ve ben sallarken, "anne burdan düşsem bile yer yumuşak dimi," "evet ama düşmezsin" dediğimde "arkadaşım düşmüştü kafasını çarpmıştı, şişmişti.." saklambaç oynarken evde beni göremeyince çok yoğun şekilde kaygılanması.. daha neler neler..sadece birkaç örnek yazdım. insanın yavrusunu bu kadar kaygılı görmesi o kadar zor ki, keşke bununla kalsa diyeceğiniz şeylerde yaşayabiliyorsunuz üstüne, bu kaygı cümleleri o kadar yoğundu ki, çocuğum ruhen bir yükün altındaydı her halinden hissediliyordu. evden bir yere gittiğimizde aniden kaygılanıyor ağlamaya başlıyordu böyle bişey olmuş gibi sanki. birkaç seferde dışarı cıktığımızda özellikle AVM, Tren gibi kalabalık yerlerde bunu yaşamaya başladı. ve bir süre sonra evden çıkamaz oldu, hiçbiryere, komşuya, apartmanın içine dahi çıkamaz oldu. eve kapattı kendini. götürmek istediğimde gitmeyelim istemiyorum diye ağlamaya başlıyordu.o kadar kaygılı ağlıyorduki sanki gitse başına bişey gelecekmiş gibi korkuyordu. sonra eve biri gelse, gelmesin diye ağlamalar.. o kadar zor bir durum ki, 1 ay içinde nereden nereye.. okula başlıcak bende yapmak istediklerimi yapıcam derken kızımla dahi dışarı çıkamaz bir noktaya geldik, benden saniye ayrılamıyor, wc, banyo gibi yerlere kapısını kapatarak girmemden dahi müthiş tedirgin oluyordu. eşimle de kalamıyordu. kızımla beraber bende evden hiç ama hiç çıkamamaya başladım. bakkala dahi gidemedim. okulda yaşadığı travma sonucu kızım bir kırılma anı yaşamış, kendini güvende hissettiği ortamlar dışında bulunması ile gelişen bir anksiyete bozukluğu olan agorafobi yaşıyordu. Allah razı olsun bu forumdaki arkadaşlarımın ve Adem hocamın yardımı ile bu durumu atlattık. yaklaşık 2 ay boyunca yaşadık bunları,forumdakiv arkadaşlar ve Adem hocamla meseleyi konuşunca tersine çevirdik herşeyi. kızımı iyi etme, kendini yeniden güvende hissettirme çabasına girdik. bugün itibariyle 7 hafta geçti. kızımız güven duygusunu yeniden oluşturma, kaygıdan uzak tutarak maksimum müsammaha minimum kaygı ile Adem Hocamında yönlendirmeleri ile bu durumu geride bıraktı. çok şey öğrendim ben bu süreçten. ilk dışarı çıkabildiğimiz anda yaşadığım sevinci mutluluğu anlatamam. halbuki heran yapabildiğimiz sahip olduğumuz bi nimet gibi değil mi? ama hiçte öyle değilmiş. kızım da haftalar sonra ilk kez dışarı çıkabildiğinde öyle mutlu oldu ki, saatlerce koştuk.. koştuk.. koştuk.. koşarak bursaya gitmek istedi yavrum :) insan elindekinin kıymetini yitirince öyle bir anlıyor ki, "ben ne zaman yapmak istediklerimi yapabilicem, ertelediğim şeyleri gerçekleştirebilicem" derken; bu yaşadıklarımızla, kızımla kapı önüne çıkabilmenin hayallerini kurarken buldum ben kendimi. evden çıkabilmesi sadece benimle birlikteyken oldu, oyle sevindim ki, varsın kimseyle kalmasın, yeterki birlikte de olsa çıkabilelim, bir yerlere beraber gidebilelim diye özlem çekmek ve bunu kaybedip yeniden bulmak kendime getirdi. herşeyin tadını doya doya duya duya kızımla çıkarmayı, onunla hiçte hayatı ıskalamadığımı, birlikte mutlu olmanın ne kadar değerli olduğunu, kaygısızca salıncakta sallanabilmesinin kıymetini hissettim. genişlemenin ne demek olduğunu anladım. onun kaygılarını silmeye çalışırken kendi kaygılarımdan, beklentilerimden arındım. ve kızım haftasonu babasıyla dışarı çıktı, ben evde kaldım, saatlerce.. aylar sonra ilk defa bu kadar uzun süre benden ayrı kalabildi sorunsuzca. ben evde kaldım sadece ev işleri ile uğraştım. önceden olsa hayıflanırdım, siz gittiniz ben yine ev işleri temizlikle uğraştım, bitmiyorki filan derdim. Resmen kendi başımayken rahat rahat, kızımı ihmal mi ediyorum iş yaparken tedirginliği yaşamadan evimle ilgilenmenin tadını çıkarttım araya hiçbirşey girmeden gönlümce, sakin sakin.. :) biz hayatımızı onlarla yaşıyoruz, bazen farkedemiyoruz, ama Rabbim güzel vesilelerle hatırlayabilmek nasib etsin. biz zor yoldan farkettik, şimdi kaybetmemek için gayretimiz sürüyor eşimle. birde şunu söylemek isterim; güven öyle önemli birşey ki, yokluğu bir çocuğun dünyasını alt üst edebiliyor, ve varlığı da aynı zamanda sihirli bir değnek gibi yavrunuzu hayata döndürebiliyor. sardıkça, sarmaladıkça, siz de iyi oluyorsunuz, yavrunuzda.

Nalan Hanım teşekkür ederim,yaşadıklarınız bize ders oldu, hep kötüyü düşünerek şu anki durumumuza şükür edebilsek zaten sorun olarak görmeyeceğiz çoğu şeyi.Amacım sizin gelebildiğiniz seviyeye gelebilmek annelik ve kadınlık pozisyonumda.Adem hoca ve sizlerle 1-2 aylık geçmişim var henüz, inşallah 4 yıl- 14 yıl hep devam edebileyim.O kadar istekliyim ki bu konuda keşke imkan olsa Adem hocayla birebir görüşsem sizin gibi editörlerle sürekli etkileşim halinde olabilsem.Yalnız baba bu konuda gerçekten çok önemli rolde.Bu işe girişmeden ilk önce babayla karşılıklı muhakeme yapmak,babanın bu konuları dinlemesini izlemesini okuması sağlamak şart görünüyor.Çünkü ben Adem hocanın pedagoji okulunu ilk farkettiğimde eşimin yanına gidip bak canlı yayın dinle bi deyip dinlemesini sağladım,fakat benim duyduğum ilgiyi duymadı.radyo yayınlarını atıyorum ona,yazılarını atıyorum mesaj olarak ama ilgilenmiyor.Evde konuşuyoruz tamam beni görüyor takipteyim karşı gelmiyor,ona öyle yapmamalıyız böyle davranmamalıyız diye cümleler kuruyorum okey dinliyor ama belki 3 cümle, buna mesai vermek yanlısı değil.kaçacak, TV karşısına kaçacak,maça kaçacak,hatta evden kaçacak.Hiç ilgisini çekmiyor.Diyorum bu çocukları niye yaptık, salalım istedikleri gibi takılsınlar mı, bak okula başladı şikayetler geliyor,dikkatini vermiyor,çok hareketli,kurallara uymuyor v.s. diye.Daha 1. sınıfta tokat gibi vuruyorlar çocuğumuzu suratımıza, iyi mi böyle diyorum.Mücadele ediyorum iyileşme yönünde önce kendimden başladım sen de kendini ver kendimizi bi düzeltelim diyorum dinliyor kuzu gibi, anlıyorum o da ilgi bekliyor benden,bunlara verdiğin ilgiyi kocana ver diyor.Önce onu kafese almam gerekiyor ama beni çok zorlayabilir ee bu arada kocamı tava getireyim derken 2 çocuk kenarda zıp zıp zıplayacak,bir yandan okul devam ediyor,öğretmen hergün yazıyor çalıştırın,ilgilenin,dikkati dağınık,çok hata yapıyor,çabuk unutuyor falan.ortalamada 700 puandan 650 lerde.ama öğretmen olmuyor yetmiyor diyor.Ben tek başıma kendimle zaten çekişiyorum uzun zamandır,psikologmu,psikiyatrimi kime gidem,meditasyon mu yapam,namaz mı kılam,metnorom mu dinliyim,yok telegram dinliyim yapacak çok şeyim var ne için kendimi onarmak için,okunması gereken kitaplar...gündüz 10 saatim işte geçiyor.Akşam hangi zamana neyi sığdırayım.Evet zamanı planlayamıyorum o yüzden hep stresliyim,o yüzden işlerim hep yarım, o yüzden hep yetemiyorum.İşte yol gene çalışmamaya çıkıyor.Savaştayım hergün savaşıyorum.Çok şükür başkaca bir sorunumuz derdimiz yok,Allah da göstermesin kimseye.Adem hoca dedi nereye koşturuyorsunuz diye bi güldüm kendime, cennete giriş bileti mi aldınız yoksa? İnşallah sekineye varacağız, bir gün.
 

Yolcu

New member
Elif Þirin;6850' Alıntı:
Sizin yuzunuzden demeyelim de ebeveyn tutumundaki dengesizlik yuzunden diyelim :) insan kardesine nicin ofkelenir, hele hele kucuk bir cocukken? Tek bir sebep olur; anne baba sevgisini kardesin aldigi kendisinin sevilmedigi kaygisi yuzunden. Simdi bu minvalde her hareketinizi gozden gecirin. Cumlelerinizin icinde cocugunuzda bu hissi uyandiracak neler var onu bulun. Belki de bir sure ikisinin arasindaki tartýþmalarda sikca ullandiginiz cumleleri not edebilirsiniz, dilerseniz birlikte konusabiliriz sonra onlari.

Degisiklikler ve stiker olayi da can sikici evet. Cocugunuz onlari eve getirdiginde ne tepki veriyorsunuz?
Insallah daha dikkatli olacagim.stikerleri getirdigi zaman cok uzludum aslinda cok belli etmemege calistim ama anlattim ona kendisini nasil rahat hiss ediyorsa oyle davranmasinin daha iyi olacagi ile ilgili.sevinmedim aferin demedim cunku yapilan yalnis biseydi.anaokulundaki bi ogretmene de soyledim stiker durumunu ama pek ciddiye alinmadi hala devam ediliyor tabi benim bir cumlemle degisecek durum degil
 

bbabagil

New member
Efce Hanım, birinci sınıfta puan nedir? Sınav bile yapmamaları gerekir. Öğrermenine anne olarak nasıl yardımcı olabileceğinizi elbette sorun ama kendi süzgecinizden geçirdikten sonra uygulamaya geçin. Birinci sınıfta öğretmeninin baskıları yüzünden oğlumla ilişkimi çıkmaza sürükledim. Tamir etmek daha zor oluyor, o yüzden öğretmenleri ya da dersleri yüzünden çocuğunuzla ilişkinize zarar vermeyin. Akışına bırakın, en azıdan bir sene ona zaman tanıyın. Sene sonunda aynı şikayetler devam ederse bir uzmana danışın. Bazen problem çocuğumuzdan değil, sadece sınıfında gördüğü muameleden kaynaklanıyor...
 

Yolcu

New member
Sevgili anneler benim oglum solak herseyin sol elle yapar yazi yazmak,resim cizmek ve s.sadece yemegini sag elle yemesi neredeyse 3 senedir aliskanlik kazanmaya calisiyoruz.sol elle daha kolay yedigi icin yemek sirasinda fark etmeden solla yemege basliyor.solaklar icin belki dinimizde izin vardir diye arastirma yaptim ama izin yok.merak ettigim yeniden baglanma surecinde oldugumuz icin yemegi sol eliyle yedigi zaman oglum sagla yesen daha guzel olur desem bi sakincasi olur mu?
 

Değişim

New member
Efce Hanım, birinci sınıfta puan nedir? Sınav bile yapmamaları gerekir. Öğrermenine anne olarak nasıl yardımcı olabileceğinizi elbette sorun ama kendi süzgecinizden geçirdikten sonra uygulamaya geçin. Birinci sınıfta öğretmeninin baskıları yüzünden oğlumla ilişkimi çıkmaza sürükledim. Tamir etmek daha zor oluyor, o yüzden öğretmenleri ya da dersleri yüzünden çocuğunuzla ilişkinize zarar vermeyin. Akışına bırakın, en azıdan bir sene ona zaman tanıyın. Sene sonunda aynı şikayetler devam ederse bir uzmana danışın. Bazen problem çocuğumuzdan değil, sadece sınıfında gördüğü muameleden kaynaklanıyor...

Bu sene 2. sınıfta oğlum Bedriye Hanım, özel okulda o yüzden bol bol test yapılıyor.Geçen yıl evet çok zorlandık ailecek,bu sene de oğlum aynı ama en azından okumayı öğrendiği için hafifleme hissettik. Ama hala ders yapmak ve okumak konusunda ilgisiz.Beni çok zorladı, yani ona eğlence ya da sevdirerek ders yaptıracak ne zamanı ne de enerjiyi bulamıyorum kendimde de çoğunlukla.Okulun temposu bize ağır geldi ama soruyorum devlet okullarında da aynı şekilde deniliyor,herkes bir yarışın içinde.Seneye kızım da 1' e başlayacak, kara kara düşünmekteyim,nasıl bir zemin hazırlasam da bu süreci rahat atlatsam diye.Bu sorun çocuğun yetiştirilmesinden,fıtratından,öğretmenden biraz biraz kaynaklanıyor olabilir tabi de her çocuk kendini öylece derse vermek istemeyebiliyor,benimki de onlardan,ders ve okuma dışındaki şeyler daha cazip geliyor çoğu çocuk gibi.Ama benim düşüncem sınıfta 1-2 çocuk vardır kendiliğinden çok istekli olarak azimli bir şekilde çalışıp ön sıraya geçen,onun dışında çoğu anne baba baskısıyla öne geçme çabasında.Ben onlardan da olmak istemiyorum,çocuk öğrendiğini içselleştirsin istiyorum ama 1. sınıfta çok zarar verdim ona,çok bağırdım,çok sindirdim,çok aşağıladım hatta vurdum,hırpaladım.Bu sene çoğu şeye dikkat etmeye çalışıyorum bazen başarılı bazen başarısız bir şekilde.
 
Sevgili anneler benim oglum solak herseyin sol elle yapar yazi yazmak,resim cizmek ve s.sadece yemegini sag elle yemesi neredeyse 3 senedir aliskanlik kazanmaya calisiyoruz.sol elle daha kolay yedigi icin yemek sirasinda fark etmeden solla yemege basliyor.solaklar icin belki dinimizde izin vardir diye arastirma yaptim ama izin yok.merak ettigim yeniden baglanma surecinde oldugumuz icin yemegi sol eliyle yedigi zaman oglum sagla yesen daha guzel olur desem bi sakincasi olur mu?

Bu konuyu yeni bir başlık altinda açın sevgili [MENTION=1320]Yolcu[/MENTION] . Ben de merak ediyorum bu konuyu.
Bu arada yukarida yazdiklariniz.çok etkiledi beni. Ne güzel ifade etmişsiniz. Ama siz bir yola girmissiniz artık. Başlamak basarmanin yarısı denir. Bizler hep burdayız, siz yazın sürekli, elimizden gelen yardimi yapariz insallah
 
Nalan Hanım teşekkür ederim,yaşadıklarınız bize ders oldu, hep kötüyü düşünerek şu anki durumumuza şükür edebilsek zaten sorun olarak görmeyeceğiz çoğu şeyi.Amacım sizin gelebildiğiniz seviyeye gelebilmek annelik ve kadınlık pozisyonumda.Adem hoca ve sizlerle 1-2 aylık geçmişim var henüz, inşallah 4 yıl- 14 yıl hep devam edebileyim.O kadar istekliyim ki bu konuda keşke imkan olsa Adem hocayla birebir görüşsem sizin gibi editörlerle sürekli etkileşim halinde olabilsem.Yalnız baba bu konuda gerçekten çok önemli rolde.Bu işe girişmeden ilk önce babayla karşılıklı muhakeme yapmak,babanın bu konuları dinlemesini izlemesini okuması sağlamak şart görünüyor.Çünkü ben Adem hocanın pedagoji okulunu ilk farkettiğimde eşimin yanına gidip bak canlı yayın dinle bi deyip dinlemesini sağladım,fakat benim duyduğum ilgiyi duymadı.radyo yayınlarını atıyorum ona,yazılarını atıyorum mesaj olarak ama ilgilenmiyor.Evde konuşuyoruz tamam beni görüyor takipteyim karşı gelmiyor,ona öyle yapmamalıyız böyle davranmamalıyız diye cümleler kuruyorum okey dinliyor ama belki 3 cümle, buna mesai vermek yanlısı değil.kaçacak, TV karşısına kaçacak,maça kaçacak,hatta evden kaçacak.Hiç ilgisini çekmiyor.Diyorum bu çocukları niye yaptık, salalım istedikleri gibi takılsınlar mı, bak okula başladı şikayetler geliyor,dikkatini vermiyor,çok hareketli,kurallara uymuyor v.s. diye.Daha 1. sınıfta tokat gibi vuruyorlar çocuğumuzu suratımıza, iyi mi böyle diyorum.Mücadele ediyorum iyileşme yönünde önce kendimden başladım sen de kendini ver kendimizi bi düzeltelim diyorum dinliyor kuzu gibi, anlıyorum o da ilgi bekliyor benden,bunlara verdiğin ilgiyi kocana ver diyor.Önce onu kafese almam gerekiyor ama beni çok zorlayabilir ee bu arada kocamı tava getireyim derken 2 çocuk kenarda zıp zıp zıplayacak,bir yandan okul devam ediyor,öğretmen hergün yazıyor çalıştırın,ilgilenin,dikkati dağınık,çok hata yapıyor,çabuk unutuyor falan.ortalamada 700 puandan 650 lerde.ama öğretmen olmuyor yetmiyor diyor.Ben tek başıma kendimle zaten çekişiyorum uzun zamandır,psikologmu,psikiyatrimi kime gidem,meditasyon mu yapam,namaz mı kılam,metnorom mu dinliyim,yok telegram dinliyim yapacak çok şeyim var ne için kendimi onarmak için,okunması gereken kitaplar...gündüz 10 saatim işte geçiyor.Akşam hangi zamana neyi sığdırayım.Evet zamanı planlayamıyorum o yüzden hep stresliyim,o yüzden işlerim hep yarım, o yüzden hep yetemiyorum.İşte yol gene çalışmamaya çıkıyor.Savaştayım hergün savaşıyorum.Çok şükür başkaca bir sorunumuz derdimiz yok,Allah da göstermesin kimseye.Adem hoca dedi nereye koşturuyorsunuz diye bi güldüm kendime, cennete giriş bileti mi aldınız yoksa? İnşallah sekineye varacağız, bir gün.

Ne güzel ifade etmissiniz kendinizi,çok etkilendim. Inşallah basaracaksiniz.
 
Üst