aslında yavrularınızla kendi hayatınızı yaşıyorsunuz, bunu farkedip kabullenince onlarla da hayatın içinde birşeyler yapabilme, zevk alabilme, paylaşabilme özgürlüğünü yaşıyor, güzelliğini görüyor insan. size yaşadığım bi durumu anlatayım. 4 yıldır güvenli bağlanma için didiniyorum resmen. kızımı kendim büyütmek için işimden de ayrıldım. gece gündüz hep birlikte herşeyi önceliğimiz o olarak yaşadık. ve ben dedim ki 4 yıl sık dişini nalan. sonra bir sürü vaktin olacak, zaten sosyalleşme yaşı gelicek, yarım gün kreşe gittiğinde bende ertelediğim o şeylere yönelebilicem diye planlar yaparkeeen... kader planı bambaşka oldu. 3 yaşından beri okul için yanıp tutuşan kızım, okula başladı ama okulda yaşadığımız travmatik bi durum sonucu herşey altüst oldu. okul maceramız başladığı gibi bitti ( çok şükür ki Rabbim gözümle görmek nasib etti yaşananları ve kızımı hemen aldım okuldan) (bu konuyu daha sonra ayrı bi başlıkta uzun uzun anlatıcam).kızımın okulda olduğu saatlere göre kursa ve spora yazılmıştım. ama kızım okula gidemeyince yaptığım bu planlar hayal oldu. önce çok bozuldum duruma tabi. böyle düşünmemiştim hiç, birkaç hafta kabullenemedim. sonra içinde bulunduğum durumu mumla arayacak şekilde gelişmeler yaşamaya başladık. kızım ne babannesinde ne babasıyla ne de teyzesiyle kalmıyor, heryere sadece benimle gidebiliyordu. neyse dedim, onunla yaparız bişeyler, kabullenmek gerek şartları. spora beraber gitmeye başladık. ama işler ters gitmeye başladı,orada hiçbir olumsuzluk yaşamadığı halde kızım spor salonuna girememeye başladı. götürdüğümde burası çok kalabalık evimize gidelim diye ağlamaya başladı. ne olduğunu, iktidar mücadelesi mi duygusal yoksunluk mu anlayamıyordum ama birşeyler ters gidiyordu. tamam sporu da bıraktık. bikaç yere gittiğimizde benzer tepkileri daha sıklıkla yaşamaya başladık. Çocuğumda yolunda gitmeyen birşeyler vardı, ve çok ama çok yoğun bir kaygı.. örnek vereyim " anne seker yemek istiyorum ama ya boğazıma kaçarsa " doğdu doğalı hiç oraya çıkma düşersin demedik, buna azami dikkat ettik, hatta çevredekiler ay oraya cıkma düşersin dese kızım düşmem derdi. Ama artık yolda yürüyoruz, duvarların üstünde yürümeye bayılır kızım, bazen elimi tutarak bazen tutmaz bile, yine aynı şeyi yaptığımızda, "anne ben burdan düşermiyim? düşersem sen beni aşağıdan alırmısın? peki oradan nasıl alırsın, inebilirmisin" demeye başladı.. salıncakta ayakta sallanır, başarıyorum-kendi kendime sallanabiliyorum diye mutlu olurdu, ama şimdi salıncakta oturarak sallanırken ve ben sallarken, "anne burdan düşsem bile yer yumuşak dimi," "evet ama düşmezsin" dediğimde "arkadaşım düşmüştü kafasını çarpmıştı, şişmişti.." saklambaç oynarken evde beni göremeyince çok yoğun şekilde kaygılanması.. daha neler neler..sadece birkaç örnek yazdım. insanın yavrusunu bu kadar kaygılı görmesi o kadar zor ki, keşke bununla kalsa diyeceğiniz şeylerde yaşayabiliyorsunuz üstüne, bu kaygı cümleleri o kadar yoğundu ki, çocuğum ruhen bir yükün altındaydı her halinden hissediliyordu. evden bir yere gittiğimizde aniden kaygılanıyor ağlamaya başlıyordu böyle bişey olmuş gibi sanki. birkaç seferde dışarı cıktığımızda özellikle AVM, Tren gibi kalabalık yerlerde bunu yaşamaya başladı. ve bir süre sonra evden çıkamaz oldu, hiçbiryere, komşuya, apartmanın içine dahi çıkamaz oldu. eve kapattı kendini. götürmek istediğimde gitmeyelim istemiyorum diye ağlamaya başlıyordu.o kadar kaygılı ağlıyorduki sanki gitse başına bişey gelecekmiş gibi korkuyordu. sonra eve biri gelse, gelmesin diye ağlamalar.. o kadar zor bir durum ki, 1 ay içinde nereden nereye.. okula başlıcak bende yapmak istediklerimi yapıcam derken kızımla dahi dışarı çıkamaz bir noktaya geldik, benden saniye ayrılamıyor, wc, banyo gibi yerlere kapısını kapatarak girmemden dahi müthiş tedirgin oluyordu. eşimle de kalamıyordu. kızımla beraber bende evden hiç ama hiç çıkamamaya başladım. bakkala dahi gidemedim. okulda yaşadığı travma sonucu kızım bir kırılma anı yaşamış, kendini güvende hissettiği ortamlar dışında bulunması ile gelişen bir anksiyete bozukluğu olan agorafobi yaşıyordu. Allah razı olsun bu forumdaki arkadaşlarımın ve Adem hocamın yardımı ile bu durumu atlattık. yaklaşık 2 ay boyunca yaşadık bunları,forumdakiv arkadaşlar ve Adem hocamla meseleyi konuşunca tersine çevirdik herşeyi. kızımı iyi etme, kendini yeniden güvende hissettirme çabasına girdik. bugün itibariyle 7 hafta geçti. kızımız güven duygusunu yeniden oluşturma, kaygıdan uzak tutarak maksimum müsammaha minimum kaygı ile Adem Hocamında yönlendirmeleri ile bu durumu geride bıraktı. çok şey öğrendim ben bu süreçten. ilk dışarı çıkabildiğimiz anda yaşadığım sevinci mutluluğu anlatamam. halbuki heran yapabildiğimiz sahip olduğumuz bi nimet gibi değil mi? ama hiçte öyle değilmiş. kızım da haftalar sonra ilk kez dışarı çıkabildiğinde öyle mutlu oldu ki, saatlerce koştuk.. koştuk.. koştuk.. koşarak bursaya gitmek istedi yavrum
insan elindekinin kıymetini yitirince öyle bir anlıyor ki, "ben ne zaman yapmak istediklerimi yapabilicem, ertelediğim şeyleri gerçekleştirebilicem" derken; bu yaşadıklarımızla, kızımla kapı önüne çıkabilmenin hayallerini kurarken buldum ben kendimi. evden çıkabilmesi sadece benimle birlikteyken oldu, oyle sevindim ki, varsın kimseyle kalmasın, yeterki birlikte de olsa çıkabilelim, bir yerlere beraber gidebilelim diye özlem çekmek ve bunu kaybedip yeniden bulmak kendime getirdi. herşeyin tadını doya doya duya duya kızımla çıkarmayı, onunla hiçte hayatı ıskalamadığımı, birlikte mutlu olmanın ne kadar değerli olduğunu, kaygısızca salıncakta sallanabilmesinin kıymetini hissettim. genişlemenin ne demek olduğunu anladım. onun kaygılarını silmeye çalışırken kendi kaygılarımdan, beklentilerimden arındım. ve kızım haftasonu babasıyla dışarı çıktı, ben evde kaldım, saatlerce.. aylar sonra ilk defa bu kadar uzun süre benden ayrı kalabildi sorunsuzca. ben evde kaldım sadece ev işleri ile uğraştım. önceden olsa hayıflanırdım, siz gittiniz ben yine ev işleri temizlikle uğraştım, bitmiyorki filan derdim. Resmen kendi başımayken rahat rahat, kızımı ihmal mi ediyorum iş yaparken tedirginliği yaşamadan evimle ilgilenmenin tadını çıkarttım araya hiçbirşey girmeden gönlümce, sakin sakin..
biz hayatımızı onlarla yaşıyoruz, bazen farkedemiyoruz, ama Rabbim güzel vesilelerle hatırlayabilmek nasib etsin. biz zor yoldan farkettik, şimdi kaybetmemek için gayretimiz sürüyor eşimle. birde şunu söylemek isterim; güven öyle önemli birşey ki, yokluğu bir çocuğun dünyasını alt üst edebiliyor, ve varlığı da aynı zamanda sihirli bir değnek gibi yavrunuzu hayata döndürebiliyor. sardıkça, sarmaladıkça, siz de iyi oluyorsunuz, yavrunuzda.